ghobadi, türkiye-ırak sınırındaki bir mülteci kampına bizi bırakıyor ve çekip gidiyor. bizi; sert, acımasız, iç burkan bir manzarayla başbaşa bırakıyor. kolları olmayan çocuklar, mayın tarlası, bisiklet, uydu, agrin, hangao, pa$o, $irko, risa, ve diğer çocuklar...
ghobadi'nin başardığı da bu çocuklar ile muhte$em bir görsellik kazandırmak. hatta bu çocuklar, iran sineması'nda bir yerlere geliyor. sıfır noktasında, hayatın durduğu, şerefsizliklerin diz boyu bir yerde o masum yüzler, bir mücadele örneği.
--spoiler--
"amerika amerika" diye dilinden düşürmedin. en sonunda amerikan mayınına bastın işte!"
--spoiler--
--spoiler--
"bak, amerikalıları çok merak eden sen değil miydin"
--spoiler--
film, zaten iç sıkmak, dertlendirmek için hazırlanmı$. siyasi mesajları oldukça hat safhada. "kaplumbağalar da uçar" ile alakasıysa; dikkat gerektiren bir kaç kısa sahne ile sağlanıyor. agrin, çocuğunu sırtında taşıyor. filmin afi$inde bu mevcut. sonra çocuğu göle atarken, orada yönetmen suyun içindeki kaplumbağa'ya odaklanıyor. kaplumbağa her yüzme kulaçlarında uçuyormu$ gibi bir ifade kar$ımıza çıkıyor.
--spoiler--
agrin: bu piçe bakacak değilim artık!
hangao: ne agrin? yine mi piç dedin?!
agrin: eğer piç değilse, ne peki ? annemizi, babamızı, kardeşlerimizi öldüren insanların çocuğu değil mi, benim mi?! şimdi o benim çocuğum mu ?
--spoiler--
agrin'in çocuğundan her defasında kurtulmaya çalışması(ayaklarından kayaya bağlaması, o çocuğun kör olması, anne demesi, agrin'in ağlayarak uzaklaşması) içime oturdu, çok pis hem de. ayrıca agrin'in karde$inin önceden olayları görmesi anlamlı bir nokta. (yarın sava$ olacak) kendi kız karde$inin çocuğunu göle atmasını rüyasında görmesi, ağlayarak göle gitmesi, kolları olmadığı halde uçması, ve o uçurumun kenarına gelip, agrin'in o mavi ayakkabılarını gördüğü sahne beni tamamiyle yıkmı$tır, film böyle bir ezip geçmi$tir üzerimden. "agrinnnnnnnnnnnnnn!!!"
--spoiler--
bu çocuklara matematik, bilim öğretmek gerek, uydu. savaş değil!
öğretmenim, bakın sorayım. 40 çarpı 5 ne eder? = 200.
gördün mü bak?! peki sen, 200 eksi 100 kaç yapar? = 160
--spoiler-- kırmızı balık...
agrin'in uçurumun kenarına gelmesi ve mavi ayakkabılarını çıkardıktan sonra çıplak ayakla intihar etmesi... belki de tüm mesaj burada.