bir insanı sevmeyi, ona saygı duymayı, yaptıklarını takdir etmeyi ve yolundan gitmeyi anlarım. tabi bu anlama durumu sadece herhangi bir insan için geçerlidir. lakin, güler zere herhangi bir insan değildir. çünkü o, asker ve sivil çok sayıda insanı öldürmüş ve sakat kalmasına sebep olmuş bir katildir. bu açıdan bakıldığında güler zere gibi bir katilin yaptıklarından dolayı övülmesinin farklı boyutlarını göstermekte bize. sözde iyi yaşam isteyen devrimciler(?), başkasının kanını rahatlıkla akıtırken, kanserden ölmüş bir katilin ölüm sebebini onun uyguladığı şekilde olduğunu savunabiliyor. bakın bunu bile anlarım, çünkü insan savunma mekanizmalarında mutlaka suçlanacak bir muhatap aranır. ama söyledikleriniz ile yaptıklarınız çelişiyorsa, savunma mekanizmalarınızı kimse umursamaz.
asla kıyaslama yapmak doğru değil, fakat insan yaşamına önem verdiğini söyleyen bir ideolojinin savunucuları nasıl oluyor da insan öldürmenin bir gereklilik olduğunu söyleyip bunu uygulayabiliyor? güler zere'nin yaşamı boyunca insanlara verdiği acılar, ölümüyle yok olmadı. bana kalırsa, güler zere gibi bir katilin akıttığı kan miktarını yetersiz bulduğunuzdan onu kahramanlaştırıyorsunuz. ne kadar çok insan öldürdü, o kadar büyük bir kahraman sizin ideolojinize göre. kan akıtmadan devrim olmaz diye bağıran sizler, yine güler zere'yi bu sebeple alkışlayıp, yolundan gitmeye çalışıyorsunuz. ya güler zere'nin öldürdükleri insan değildi, ya da güler zere ve siz insan değilsiniz. çünkü insan katletmeyi bu kadar basit yorumlayıp uygularken, güler zere'nin kanserden ölmesini kabullenemiyorsunuz. iyi ki de böyle oldu, yoksa güler zere'nin yolunda başınızı verirdiniz.
siz güler zere'yi kahramanlaştırıp devrimciyim diye geçinenler söyleyin lütfen; "insan hayatı önemlidir" derken hiç utanmıyor musunuz?
