belki oyuncaklaşmış aşkların yerine bir yenisi koymak bu kadar basitleştiğinden , belki eskisi kadar ak olmadığından kalbimizin , gözlerin kaybetmesinden o parlak üç noktayı ; içlerinde barındırmamaları artık , güldüğünde kimsenin gözünün gülüşüne eşlik etmeyişinden artık hayal kurmakta bir meziyet haline gelmiştir, gözünün yağına yalakalık yaptığımın çağında.
belki de yokluğun ne demek olduğunu , o tatlımsı acıyı hiç hissetmediğimizden damaklarımızda unutmuşuzdur hayal kurmayı. aklın alamayacağı şeyler beyinlerde nefes almıyor artık , küçük bir beyin fırtınasının hemen ardından işte bunu da yaptılar çocuklar deniliyor.
sterilize ortamlarda sergileniyor her şey şu günlerde , orada seviyoruz , seviliyoruz , yemek yeyip içiyor , sohbet ediyoruz. çamurlarda koşarak , kirlettiğimiz üstlerin o mis kokusunu burnumuzu silerken kazağımıza, duyamıyoruz. apartman çocuğu lakabı takıldı , salıncak yüzü bir kaç kez görmüş , temeli eksik bireyler olduk hepimiz. meyveleridir belki de bu yaşanmamış çocukluğumuzun...