kınıyor gibi görünüp ahlaksızca yazılar yazan ve ahlaki sansür anlayışından uzak ahlaksız gazetecilik anlayışına bir sitem niteliğinde köşe yazısı alıntısıdır. tamamı paylaşmak istiyorum.
--spoiler--
alper görmüş medyaironik'te çocuk taciziyle ilgili haberlerin üslubunu eleştiren bir yazı kalama almış. gazetelerin kınıyor gibi yaparak olayı en ince detayına kadar yazdığına dikkat çeken görmüş adeta isyan ediyor. işte görmüş'ün o yazısı...
nokta'da birlikte çalıştığımız gazeteci arkadaşım vilday ay, posta ve güneş gazetelerinin 30 nisan tarihli sayılarının birinci sayfalarını görmekten duyduğu dehşetin etkisiyle ve haklı bir öfkeyle yazdığı satırları bana da göndermiş.
gelin önce, söz konusu birinci sayfaların manşet ya da sürmanşetlerinde yer alan ve bu yazının da konusunu oluşturan haberi vildan ay'ın satırlarını izleyerek öğrenmeye çalışalım (daha fazla ilerlemeden belirteyim: vildan belli ki görmediği için eleştirisini posta ve güneş'le sınırlı tutmuş, oysa aynı haber takvim'de de vardı):
"(...) bugün posta ve güneş gazeteleri çocuk istismarına alkış tuttu. bir çocuğun tacize uğrayış görüntülerini hiçbir sakınca görmeden açıkça yayınladı. cinselliğe çağrı içeren bu görüntüler çocuk tacizini eleştirmek bir yana açıkça özendiriyor.
"dünyanın hiçbir yerinde çocuk istismarı haberinde bu fotoğrafları kullanamazsın. bu sayfayı hazırlayanlar ve altına imza atan herkes hapis cezası almalı. evet, hapis. çocuk istismarı asıl budur.
"herkesi posta ve güneş'i protestoya çağırıyorum. ben yazı işlerini aradım ve kendileri aleyhine bir kampanya başlattığımı söyledim. lütfen beni yalnız bırakmayın."
"pedofiller için fotoroman"
üç gazetenin bize bildirdiği haberin, aslında iki yıllık bir geçmişi var... i̇ki yıl önce anadolu'da bir kız yatılı ilköğretim bölge okulunda iki okul yöneticisi, çocuk yaştaki kız öğrencilere cinsel tacizde bulunmuş, haber, türk basınının ezeli derdi "takipsizlik" girdabına kapılmış, unutulup gitmişti.
peki, şimdi bu üç gazete bize hangi yeni gelişmeyi bildiriyor? haberlerden anladığım kadarıyla, okul yönetimi bu dosyayı kapatmış, bunun üzerine de bazı öğrenciler sınıfın dolabına yerleştirdikleri bir kamera aracılığıyla yöneticilerden birini taciz sırasında tesbit etmişler ve videoyu bir ay kadar önce milli eğitim bakanlığı'na iletmişler. bakanlık da iki yöneticiye işten el çektirmiş, vs.
"haberlerden anladığım kadarıyla" dedim yukarıda, gerçekten de neyin ne olduğu anlaşılmayan haberler bunlar. fakat ne gam! zaten metnin önemli olmadığı haberlerle karşı karşıya değil miyiz? tamamen öyle... bunu anlamak için gazetelerin videodan elde edilen kareleri nasıl kullandığına bakmak yeter.
--spoiler--