bu günlerde, yere göğe sığdıramadığı rte hakkında 1998 yılında yazmış aşağıdaki satırları.*
"istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan aslında açık sözlü.
Takiye yapmıyor! Yani gerçek yüzünü saklamıyor. ihtiyaç duymuyor buna. Arada bir demokrasiden, Müslüman Demokrat Parti'den söz etse bile nasıl bir dünya düzeni istediğini olanca açıklığıyla dile getiriyor.
Örneğin şu sözler onun:
'Demokrasi amaç mı araç mı? Burada bizim kesin bir ayrılığımız var. Biz diyoruz ki demokrasi amaç değil araçtır.'
'Referansımız islam'dır.'
'Referansımıza ters kanunlar kalkacak.'
Tayyip Erdoğan'ın bu sözleri 1996'ya ait. Dünkü gazetelerde yer aldığına göre, aynı içerikteki görüşlerini 1995'te de ifade etmiş. Refah'ın Ümraniye Teşkilatı'nın açılış konuşmasındaki şu sözler onun:
'Ben Müslümanım diyenin, aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanlığın yaratıcısı Allah, kesin hakimiyetin sahibidir.'
'Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir demek koskoca bir yalan...'
'Tutturmuşlar, laiklik elden gidiyor. Bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek. Sen bunun önüne geçemezsin ki...'
'Hem Müslüman olacaksın, hem laik. ikisi bir arada olunca, ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil ikisinin bir arada olması.'
'1.5 milyarlık islam alemi, Müslüman Türk Milleti'nin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Onun ışıklan gözüküyor. Bu kıyam başlayacak.'
Kıyam! Yani kalkışma... Ayaklanma...
Bunun için mi aynı Tayyip Erdoğan geçen Aralık ayındaki Siirt konuşmasında "Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız" diyerek meydan okumuştu?
Ne dersiniz?
Bazı noktaları bir kez daha vurgulamakta yarar var.
Ne diyor Tayyip Erdoğan?
"Egemenlik Allah'ındır" diyor. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demek koca bir yalandır" diyor. O yüzden yasalar "islam'a aykın olamaz" diyor. "Aykınysa değiştirilir" diyor.
Bir başka deyişle: "Kuralı insan koyamaz" diyor. "Devletin düzeni de, her şeyi de tslami esaslara göre belirlenir" diyor.
Kısacası: "Laik düzen olmaz" diyor. "Dinle devlet ayrılmaz" diyor. "Devlet ve toplum düzeni dini esaslara tabi kılınır" diyor.
Başka ne diyor Erdoğan? "Hem laik, hem Müslüman olunmaz" diyor..
Bal gibi olunur! Laiklik en sade anlamıyla din ve devlet işlerinin birbirinden aynlmasıdır. Dinin kamu alanından çekilmesidir. O yüzden hem Müslüman olursun hem laik.
Dini kendi vicdanında yaşarsın. Namazını kılarsın. Camiye, Cuma'ya gidersin. Orucunu tutarsın. istersen örtünür, istersen başörtüsünü ya da türbanını takarsın. Ezanını dinlersin. Çocuğuna Müslümanlığı öğretirsin. Bunuın için Kuran kurslarına, imam-hatip liselerine ilahiyat fakültelerine gönderirsin..
Hepsinin yolu açık Türkiye'de, kapalı değil. Bütün bunlan yaparken de dinle devleti ayn ayn yerlere koyarsın..
Türkiye bu gerçeği çok uzunı yıllardır yaşıyor. Laik demokratik cumhuriyet bunun için var. Bu ülkede Müslürmanlığı kendi vicdanında yaşarken, aynı zamanda laikliği benimseyenler çok büyük çoğunluğu oluşturuyor.
Bu çoğunluk, camiye, ezanaı, ibadete karşı değil. Ama din ile devlet düzeninin karıştırılmasına karşı. Dinin pollitikayci alet edilmesine de karşı.
Kadınla erkeğin eşitliğinden yana bu büyük çoğunluk. Kadının ikinci sınıf bir yaratık haline getirilmesine kairşı çıkıyor. Parlamento'nun yaptığı yasaların dinle irtibatlandınlmasına tarafftar değil.
Medeni Kanun'a, Ceza Kanunıu'na islami esasların karıştırılmasının da kesin karşısında bu büyük çoğunluk.
Bütün bu nedenlerle, bizim ülkemizde Müslüman-Laik çelişkisi yok.
Laik-antilaik çelişkisi var.
Demokrat-köktendinci çelişkisi var.
Antilaik, köktendinci olan kafa, Tayyip Erdoğan kafası... Bu kafa, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu koskoca bir yalan sayıyor. "islama aykın kanun yapılamaz" diyor. "Dinle devlet ayrılamaz" diyor.
Bu kafada laiklik yok.
O yüzden demokrasi de yok.
Bu kafada irtica var! Çünkü demokrasi bu kafada küfür düzeni sayılıyor. Ancak, amaca ulaşmak için küfür düzeninden yararlanmak, yani demokrasiyi bir araç olarak kullanmak da bu kafanın bir kurnazlığıdır. Tabii yerseniz!"