bireyin alttaki derslerini vermek için çabaladığı uğraş, devam zorunluğudur. dışlanma hissiyatı, derste sohbet edecek arkadaşın olmayışı, umarsız bakışlar... haftada bir okula giden birey için irlanda işkencesi gibidir. özellikle de, hoca derse gelmesi gereken vakitten 10-15 dk kadar geciktiyse, işte hayatın en kötü dakikaları geçiyordur o an.
okula yeni başlamış birinci sınıf bireyler kendi aralardında kaynatıp hocanın geç gelmesini fırsat bilip muhabbetin dibine vurmuşken, rüya faslına girmişken, bu genç bünye amfinin en ücra köşesinde sessiz sakin bir şekilde oturur, hocasını bekler.
halbuse "hoca gelmese de ders düşse.", "gençler hadi toplu kaçış yapalım!" düşünceleri sana ait değil miydi? ama o zaman ortamın vardı, şimdi tanımadığın, tanışmak istemediğin kardeşlerinle derse giriyorsun. hatta konuşmadan durduğun 10 dk seni o kadar bunaltmış olmalı ki aklına gelen şeyleri defterine yazıyorsu... ahanda geldi hoca.
oh be!