uyarı: bu yazıda lost göndermeleri bulunmaktadır. izlemeyenler gbkz'lı kısımları okumasın bir zahmet!
yok arkadaş artık ben kafayı yiyorum sanırım.
1 haftadır gözüme uykular girmiyor, kalbim sıkışıyor, bir garibim. günlerdir beynimi kemiriyor bu bu olay. tanrı şahidim olsun ki ergenliğimde varlık kavramını bu kadar sorgulamadım be arkadaş. hani aristo, demokritos, çitos, patos kafalarını bu görece sorulara yormuşlar ya, hayatlarının hatasını yapmışlar amına koyim.
ne kazandı soru meraklısı felsefeciler bunca yıl ''varlık nedir, gerçekten var mıdır, doğru bilgi falan feşmekan'' problemlerini çözmeye çalışarak. karınları mı doydu*, ceplerine para mı girdi haculi. hani zaman makinesi denen zerzevat icat olsa idi, antik yunan çağına gider, kabinde john locke ile jacob adına konuşan cristian shephard edası ile ''doğru soruyu sorun lan amına koduklarım?'' derdim o bütün felsefe ahalisine.
doğru soru ne onuda bu felsefik dangozlar tartışmaya başlamadan ben söyleyeyim.
çok uç noktalarda gezmeyelim. mesela kız çirkindir, şişmandır falan bunlar faso fiso. diyelim ki gayet düzgün bir ilişki yaşıyorsunuz. hatunceğiz sizin kadar ilişkiye düşkün değil. öyle zamanlar oluyor ki kız bulaşık yıkamayı sevişmeye tercih ediyor. siz de en boktanından bir dergi, bir cd alıp elinizi aşk-u mest ediyorsunuz.