karşındaki hastanın ilaçlarını yazarken kapıda daha 50-60 hastanın seni beklediğini bilmenin anksiyetesi ile yalapşak yazılan reçetenin üzerindeki yazıdır.
bir de şunu belirtmek lazım gelir, o reçete öyle garip bi kağıt ki, üzerine düzgün bir şekilde yazasın gelmiyor arkadaş. harbiden öyle; şakam yok bak. insanı geren bir kağıt parçası o. üzerinde emekli sandığı no, protokol no, vs vs.. öyle allem kullem stres faktörleri var ki, bakınca kasılıyor adam. bir de bilmem kaç sayfa ard arda tutturulmuş, telli falan olsa yüzü gözü açılacak yazasın gelecek. ayırırsın ikiye ilaç yazmak için, üstteki sayfa rahat durmaz kalemin üzerine düşer falan da filan. ''hayır hayır daha fazla bakmak istemiyorum ben buna alın gidin bunu masamdan lütfen..'' diyesin gelir hastaya.
mesela ilaç firmalarından gelen, daha ince, daha beyaz renkli eli yüzü düzgün reçeteler vardır. onlara çok kötü yazılmaz hani, okunaklıdır. ama bu sağlık karnesi adamı yay gibi gerer kardej.