- polis, bu ülkede halkın huzuru ve güvenliği için yok, kendisi başlı başına bir tehdit unsuru.
- polis, vali, emniyet müdürü ve o kafadaki siyasiler, bundan önceki olaylı 1 mayıs denemelerinin baş sorumlusudur. ne oldu, hani dükkanları yakıp yıkıyorlardı hayvan oğlu hayvanlar? böyle "nooldu nooldu" demeyi sevmem fakat burada da başka bir şey denmiyor. bık bık bık öten, halkın canına kastediyorlar da, devlet malına falan zarar veriyorlar da, ötenler umarım gerçekleri görmüştür bir nebze.
- bu ülkede, siyasetçilerin nasıl her şeyi kendilerine yonttuklarının da kanıtı olmuştur 1 mayıs 2010. önce, genç sivillerin "bizim eylemimiz sayesinde oradasınız" temalı saçmalığı geldi. o gün, chp'li bir yönetici, biz direndik aldık diye buyurdu. en son bu sabah gazetede okuyorum, tayyip erdoğan; biz lütfettik oldu buyurmuş ki 8 yıldır iktidardalar yeni yaptılar neredeyse.
1 mayıs'a katılanlar katılmayanlar, destekleyenler desteklemeyenler. görün artık bu siyasetçilerin gerçek yüzlerini. her konudan bir oy veya prim koparma endişesi...
- 1960ların sonlarında, gençler dünyayı değiştirebileceklerine inanıyorlardı. ve değiştirebilirdiler de. müzik ile bile kitleleri sürükleyebiliyordu özgürlükçüler şu anda sadece bir ticari ürün oldu müzik. en azından türkiye içinde, bazı şeylerin değiştirilebileceğini gösterdi bu gün. alanda tek polis yokken, kimilerine göre 100.000 kimilerine göre 200.000 kişi.
1 mayıs'a katılanlar, cumhuriyet mitinglerine katılanlar, israil dönüşü tayyip erdoğan'ı karşılayanlar, birlik olup seçim barajının düşürülmesini isteseydi ama kimse toplanıp bir şeyi değiştirebileceğine inanmıyor bu ülkede.