benim annem dünyanın en tatlı en mükemmel en sevecen annesi değil. sevgisini hiç göstermez. bir kere bile beni veya kardeşlerimi sarılıp öptüğünü hatırlamam. ne yazık değil mi bu çok üzer beni. hatta aşağılayıcı konuşmaları bile çok olmuştur büyüme çağımızda. mesela 1 yaş küçük kız kardeşimle beni çok karşılaştırır ve genelde beni pısırık olarak nitelendirirdi. benim kendime has bir kişiliğim olduğunu hiç anlayamadı. beraber geçirdiğimiz zamanlar genelde tv karşısında sessiz geçerdi. ona kendime dair şeyleri hiç anlatmadım çünkü saygı göstermez dalga geçerdi. çocuklarının değerini de evlenip yuvadan ayrılınca anladı bence. babamı da sevmedi hiç. hep farklı bir hayat yaşamak istedi. yine de ailenin direği oldu. tüm çocuklarını bir arada tuttu. hepimizi üniversite mezunu yaptı. 3 çocuğun eğitimine para yetmeyince ilkokul mezunu bir evkadınıyken çalışmaya başladı. şimdi toplum içinde saygın bir yere sahipsem bunu ona borçluyum. yoksa daha 13 yaşımda sokaklara düşmüş olabilirdim. itiraf etmeliyim ki annemi çok sevmiyorum. sanırım bu sebeple kız kardeşim de ben de uzaklarda çok uzaklarda farklı memleketlerde yaşıyoruz. yine de ailelerinin ilgisizliğinden çocukların gençlerin düştükleri durumları gördükçe halime şükrediyorum. şimdi çok mutlu bir ailem var. ben de anneyim. belki benim çocuklarım da birgün beni bir sözlük sayfasında eleştirir ama bence asla annem sevgisizdi demeyecekler. annemin anneliğinden ders alıp daha iyi bir anne olmak hayat misyonum oldu.