doğa için çaldan sonra bu güzellikte dikkatimi çeken sanatçılar hakkında biraz bilgi vermek, yorum yapmak istedim nedense:
Feride korkmaz'ı ilk sıraya koyabiliriz çünkü bu çalışmada kendisinin olması, unutmamız gereken insanların olduğunu tekrar hatırlatmıştır.
tomurcuk perküsyon grubu ise gözlerimi doldurmuştur. Kendinizi ne zaman çaresiz, yorgun hissedersiniz bu insanları hatırlayın. ne zaman kendimi bitmiş hissetsem bu yavrucuklar ve onlar gibilerine bakarak tekrardan güç kazanıyorum, onların yaşam gücüyle, yaşama tutunuşlarıyla zorlukları yeniyorum. Down sendromlu bir yakını olan ne demek istediğimi anlar.
Bekir ünlüataer'i tanıdım sayelerinde, hatta tanımakla kalmadım yorumladığı şarkıları dinledim. Ne kadar güçlü bir sesi olduğunu gördüm ve utandım böyle bir insanı daha önceden neden duymadığımdan, bilmediğimden.
can göksun ve süper sesi ile tanıştım. Kendisi blues mobileın solisti, süper ötesi sese sahip insan. istanbul'da yaşayanları kıskandım, istedikleri anda gidip dinleyebilecekleri bir yerde duruyor kendisi, kıskandım sizleri istanbul insanları. Gördüğü eğitime gıpta ile baktım, azmine hayran kaldım.
Cemre Kabaş'a hayran oldum. Klasik gitar ile başlayan müzik kariyerine şans eseri gelen bir gecelik bas gitaristlik teklifiyle nasıl da güzel bir bas gitarist olacağını re, mi, la, sol tellerinin eskimesinden anlayamamasına şaşırdım. ilk geldiğim gün gidip üyesi olduğu aseton grubunu en ön sıradan dinleyeceğim.
Cengiz özkan'ın ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu gördüm. Yurt dışını fethetmiş, AKM'de konserler vermiş, TRT'nin o bilmediğimiz sanatçılarından biri olduğunu gördüm.
kevork tavityan amcam!!! Parliment sigarasını pofur pofur içmesi ile ünlü bu üstadı bu projede görünce mutlu oldum, mesut oldum.
maria koti bu ablanın sesini nedense çok sevdim, bayıldım.
Bunlara ek olarak başlangıç olarak Sivas'ın seçilmesi, rakı soframızın dostumuz olan yunanistan'ın unutulmaması da hoş olmuş.
Yapanların, düşünenlerin ellerine sağlık. Berk Gurman'ın sözüyle "thank you."*