gittik izledik beyazperdede işçi bayramında. heves 1500 tabi.
ve beğenmedim. üzülerek yazıyorum bu satırları, beğenmedim. hatta hayal kırıklığı oldu benim için.
reha erdem hastasıyımdır. hatta türk sinemasında şu anda benim için tektir bu adam ama bu sefer olmadı. hele ki hayat var'dan sonra.
öncelikle şunu söylemeliyim ki her zamanki gibi görüntüler muhteşem. ve bu sefer ses de muhteşem. doğa sesleri gerçekten çok etkileyici. filmin neden kars'ta çekildiğini anlamamakla beraber, o şehri seviyor insan, o sesleri seviyor.
gelelim sev(e)mediklerime.
bi kere film çok keşmekeş. hatta dağınık. imge bombardımanı saçmalıkla-sanat arasındaki o ince çizgiye takılmış gibi. insan-hayvan ikilemi-ikiliği ilk başlarda cidden çok karışıktı. bu denli orijinal bir senaryodan böyle bir şey çıkması da üzdü beni. çok da sarsıcı bi şeyler çıkabilirdi bence. çok zengin senaryo kısırlaştırılmış, çok şey anlatılmak istenmiş bi yandan ama olmamış işte. ben sevemedim genelini.
ama ama neptün ile kosmoz'un o iki sahnesi benim beyazperdede uzun süredir izlediğim en iyi sahneydi. gerçekten deli gibi kalakaldım.
dediğim gibi daha iyi şeyler bekliyordum ben. beğenmemek değil de tatmin olmamak benimkisi sanırım.
ama olsun reha erdem'dir. her şeyi de sevecek halimiz yok. sıradakine bakarız biz de. ayrıca sinemaseverlere elbette tavsiye ederim son damlasına kadar orası ayrı.
edit: beğenmemem beklenti ile ilgili, reha erdem hayranlığım ile ilgili. yoksa son dönem türk sineması için bir inci.