abdullah öcalan

entry2649 galeri video18 ses1
    439.
  1. bazı durumlarda Çaresizlik hayatı teslim aldı ve hayatı teslim aldı ihanet. dağ'da -10 derece soğukta başımdan kurşun vızz diye geçerken senin diğer yüzünüde gördüm!
    Ve sen, sen, yüreğimize diz çöktürten zulümlerin önünden ve arasından yüreklerimizin, kayıtsız, fütursuz ve için sızlamadan geçip gidebiliyorsun artık. Sen artık, avuçları kan içinde bir asi, dost hançerleriyle yaralanan bir akıncı değil "kesimlerin" yalağı olmuşsun. Sen yolumuzun üzerine atılmış bir cesetsin ve ben ismini kullanmayacağım senin, ben ismini kullanmadığım içinde hainlik içeren ne kadar hikaye varsa anlatacağım herkese ve senin ismini vermediğim kişi olduğunu anlayacaklar. sen burnumuzun direklerini kıran bir kokuyla yatıyorsun iyi olan herşeyin üstünde...,

    Çürüyorsun ve çürüdükçe geriye doğru dönüp, vücudundan kopan etleri hayallerimize doğru fırlatıyorsun. Kirletiyorsun bizi sen, kirletiyorsun bizi. Çekil git. Git, git, git, bir mezar bul kendine, bir kapı, bir çanak...

    Kendine bir çanak bul ve vücudundan kopan her ete karşılık o çanağa konulan avantalarla beslen. Bir vakitler tükürdüğün ve taa derinliklerinden kopan öfkelerle tekmelediğin kapıları, yumrukladığın kapıları kibarca çalıyorsun bugün. Ve o kapının her aralanışından, geçmişinde bir kale daha teslim oluyor. Geniş masanda aldığın her sosis parçası gönlünü okşuyor senin. Ve gönlünü ayartırken dünya sarhoşluğu, yüreğin, o bir vakitler avcunda taşıdığın esmer yürek, vahşi çığlıklar atarak ölüyor o irin yüklü mezbaha bedeninde!

    Ketum kapılara yaltaklanan sünepe bir it olmaktansa, ölümün geniş vahalarını tercih ediyor yüreğin. Yüreğinin sesini dinle. Ve seni bizden kopartan ihanetlerinle, içindeki bir parça iyiliğin ardısıra yürü. Kendine yeni bir isim bul. Beyaz, yabancı ve kirli bir isim. Adını andıkça içimizdeki karanlık bir çanağa tükürelim!!

    Sen, acılarımızı, trajediler dükkanına götürüp rehin bırakan müflis bir kafasın. Ya biz ezeceğiz başını, ya da gidip imralı duvarlarına vura vura sen kıracaksın. Dizlerin bu ihaneti kaldırmayıp, kirli bir bohça gibi yere çöktüğün zaman, şölen ateşleri yakacağız ve sevinç naraları atarak dans edeceğiz alevlerin içinde. Hem unutacağız adını, hem de çocuklarımıza ihaneti tanısınlar diye ezberleteceğiz ölürken dudaklarından dökülen son kelimeleri. Kelimelerimizden elini çek, elini çek yüreğimizden.

    Sen bir cücesin. Git ve daha da küçül mezarında. Git ve bulduğun çanağa sığdır kafanı. Git, git, git.
    0 ...