yemin ederim bok gibi. bir filmin içine nasıl sıçılır, bize bunları göstermişlerdir.
oyunculuk desen kötü, ışıklar, sahneler, korku unsurları. paranormal activity'den daha kötü. ulan anladık artık, sessizlikten sonra "böhh" diye biri fırlayacak veya geriye döndüğünde manyağın biri karşısına çıkacak. bunların hepsi serpilmi$. (bkz: paranormal activity/@la paz)
bir de son zamanlarda hep aynı modda gidiyor bu korku filmleri. zombimsi, virüsümsü, salgınımsı filmler. aha, onlardan biri de bu, the crazies. ayrıca dumur da etmiştir adı beni. "salgın" gibi bir çeviriyi hangi akla hizmet ederekten kullandınız?! sorarım sana fono altyazı ltd $ti!
beyzbol sahnesi. ilk sahnelerden. zaten orada bir psikopatlık olacağını anlıyorsunuz, sizi buna hazırlıyorlar. bir de becca'nın öbür dünyayı boyladığı sahne biraz öehh dedirttirebilir. ayrıca amerikalıların insana verdiği değeri de az çok gözümüzün önüne seriyorlar. bir ara lavla yaktılar, ciddiyim öyle böyle değil. (üstü kapalı mesaj) kli$elerden birisi de, malumunuz amerikan bayrağı. şerif'in odada gösteriyorlar...
manyağın tekinin eline sabanı alıp, muayene salonunda elleri ayakları bağlı teşhisli insanların yanına geldiği sahnesi kurtarabilir az çok durumu. adam, sabanı affetmeden indiriyor, saplıyor. çü$$ diyorsunuz orada bir. tüm bunların dışında; rec'in kasabaya yayılmış hali. ulan bir şeye de özenmeyin vallahi. kendi çapınızda ilerlerseniz bir şey demeyeceğim ama olmuyor böyle olunca da. gerizekalılık desen diz boyu filmde. virüs var amına koyayım, suyu içen herkes bir manyaklaşıyor, ev yakmalar falan. o öldürüyor. cidden bu ne lan? sıradışılık var mı? s'si bile yok, aramayın. atom bombası attılar ki finalde sorma! biyofizikçilere küfürdür bu. bak ciddiyim. ulan atom bombası atılacak, sen o tırın içinden kıl payı kurtulucan, yanında eşin olacak gökyüzüne bakacan vapur izler gibi. ortalık halen ye$illik falan...
vasatımsı, ortamsı bir film. gitmeden iki kez dü$ünün...