eğer özgürlük diye tanımladığınız şey eve çok geç saatlerde gelmek, içip içip kendinden geçmek, arkadaşlarınızla sabaha kadar oturup dağıtmak(!), okula gitmemek vs. değilse hiç de kötü olmayan durumdur.
şöyle ki;
üniversiteyi dışarda okuyan gencin karşılaştığı ilk sorun yalnızlıktır.
ailenin olmadığı bir şehirde sadece arkadaşlarla takılmak onlarla anlaşmak zorunda olmak başlı başına bir sorundur.
hiç bir arkadaş çıkarsız olarak sizin için birşey yapmaz.
sorunlarınız arkadaşlarınızı ilgilendirmediği gibi, mutluluklarınız da onlar için birşey ifade etmez.
ikinci problem ev arkadaşarı ya da yurt arkadaşarıdır.
ev arkadaşlarının problemleri bitmez. kimisi sürekli kendinden bahseder durur kimisi sizden ilgi bekler kimisi yanlız takılıcam diye hiç bir şeye dokunmaz.yemek yapmaz temizlikle ilgilenmez.
yemek ve temizlik demişken evdeki en büyük problemlerin bunlar olduğunu söylememek olmaz. yemek sırası yaparsınız arkadaşınız, sizin dün yaptığınız yemeği ısıtıp önünüze koyar ve bulaşıkları sizin yıkamanızı bekler.
temizlik yapar evden çıkarsınız, eve geldiğinizde arkadaşınızın tüm arkadaşlarını eve toplayıp evin altını üstüne getirdiini görürsünüz.
ancak hergün kavga edemezsiniz.
her ay ev arkadaşı değiştiremezsiniz.
dışarda okuduğunuzda öğrendiğiniz en önemli şeylerden biri de insanlarla anlaşmak zorunda olmaktır.
başka bir sorun da arkadaşların sadece kendini düşünmesidir.
mesela gece uykunuzun en tatlı yerinde arkadaşınız hiç düşünmeden ışığı yakar sadece su içmeğe kalkmıştır oysa ki siniriniz bozulur.
kimisinin takıntısı vardır habire ayağıyla oynar sonra elini yıkamaz gider yemek yapar.
kimisi tuvalete gider elini yıkmaz gelir eşyalarınızla oynar.
kimisi kişisel eşyalarını, kirli elbiselerini hiç utanmadan oraya buraya atar.
kimisi horlar, kimisi karanlıkta uyuyamaz, kimisinin mantarı vardır kimisinin reflüsü
kısacası dertler bitmez.
bu sorunların çoğusu yutttakiler için de geçerli olmakla birlikte yurtta karşılaşacağınız daha farklı sorunlar da vardır.
en basiti ev arkadaşınızı seçebilirsiniz ama yurt arkadaşınızı asla.
yutta hiç düşünmediğiniz hiç aklınıza gelmeyecek kadar saçma sapan alışkanlıkları olan arkadaşlarınız olabilir.
ev arkadaşları 4-5 kişi olabilirken yutta -devlet yurtları için- en az 6 kişi bir odada kalırsınız. 14 kişi bir odada kalanı bile biliyorum.
6 kişinin 6000 farklı özeliği vardır ve siz hepsiyle bir şekilde uğraşmak zorunda kalırsınız.
ayrıca tüm bu sorunlar içerisinde bir de okumak için orda olduğunuzu unutmamanız lazım.
moralinizi hiç bozmadan ders çalışmak, ödev yapmak, okula zamanında gidip gelmek zorundasınız.
evet belki daha fazla özgüsünüz kendi kararlarınızı kendiniz alıyorsunuz kimseye hesap vermiyorsunuz ama bu kadar çok sorunla boğuşurken bu özgürlük pek de iç açıcı değil.
tabi tüm bunlar üniversiteyi aileden uzak gezip tozma, ortamlara akma vs. gibi amaçları olmayan, üniversiteyi ilim irfan yuvası olarak algılayan ve üniveristede ne için bulunduğunu unutmayan insanlar için yazılmıştır.
velhasılı kelam üniversitede okurken aileyle birlikte yaşamak bazı dezavantajlara sahip olsada yukarıda küçük bir kısmı sayılan problemlere bakılınca avantajlarının çok daha fazla olduğu görülecektir, tabi tekrar belirtiyorum amaç gerçekten lisans eğitimini alıp hayatına devam etmek istemekse.
eğer ki aileniz sizi çok fazla sıkmıyorsa ve istediğiniz zaman arkadaşlarınızda kalabiliyor, devamsızlığınıza çok fazla müdahale etmiyor ve sizin artık kendi ayaklarınız üzerinde durmaya yavaş yavaş alıştığınızı görebiliyorlarsa tadından yenmez.
önce ünivesite okumanın amacı belirlenmeli, amaç belirlendikten sonra, şehir dışı mı aynı şehir mi düşünülmeli.
