sadece türkiye'de görülen bir tür meslek hastalığı. tekstil işkolunun tamamında yaşanan çalışma koşullarına benzer biçimde, kot atölyelerinde işçiler günde ortalama 12 saat çalıştırılıyor. bu işte kullanılan özel kum değerli olduğu için, patronlar kum zayi olmasın diye işçileri havalandırmanın olmadığı, hatta pencerelerin sıkı sıkıya kapatıldığı ortamlarda çalıştırıyor. oysa, bu işyerinde havalandırmanın çok iyi sağlanması ve işçilerin kum tozunun karıştığı havayı solumamasını sağlayacak özel giysiler giymesi gerekiyor.
silikozis solunan kum tozunun sebep olduğu önlenebilir bir hastalıktır. mevcut ağız maskeleri koruma sağlamaz! ya tamamen kapalı alanlarda, kolların dışarıdan robot-yapay kol gibi bir mekanizma içinden kullanıldığı sistemlerde yapılmalı ya da astronot kıyafetlerine benzer dışarıdan havalandırılan ya da hava tüpleri kullanılan tüm vücudu örten özel giysiler giyilmeli, aynı zamanda kumlama yapılan alandan toz yayılması engellenmelidir. ama değil özel kıyafetler, en basit ağız maskeleri bile tedarik edilmemiş kot taşlama işçileri yoğun toza uzun saatler boyu maruz kaldıkları için şimdi hastalığın tehdidi altında.
çalışma bakanlığı nın "tahminlerine" ((bak bak, tahmin ediyor)) göre, şimdiye kadar 5-10 bin tekstil işçisi bu işte çalıştırılmış (bu imalathanelerin neredeyse tamamı merdivenaltı imalat yapıyor. yani çoğu kaçak. yani çoğu bu verilere dahil değil. yani çok daha fazlası var). 2-3 ay gibi çok kısa sürelerde de olsa bu işi yapan binlerce işçi soludukları tozun yoğunluğu nedeniyle hastalık tehdidi altında yaşıyor. sadece bingöl ün karlıova ilçesinin, 300 haneli taşlıcay köyü nde neredeyse her evde bir silikozis hastası var.
bunlar, sadece istanbul daki kayıtlı rakamlar, ancak durum istanbul la sınırlı değil. sinop, tokat, bingöl, siirt, erzurum, yozgat, zonguldak ve çorum da da kot taşlama sonucu akciğerleri iflas edip memleketlerine dönen çok sayıda işçi var.