'tut' dedi, 'tut bir ucundan'
baktım..
tutulacak bir ucu yoktu artık hayatın..
gözlerime baktı acıklı acıklı
benimse gözlerim dolmuş, taşmayı bekliyordu.. sustum. zaten böyle bir anda ne desem boş olacaktı..
başını sağ yanına eğdi.. elini uzattı ve bu kez 'tut' dedi gözleriyle..
ben..
tutamadım..
bıraktım..
bıraktım anlamsız tutunma çabasını, bıraktım..
o an yavaş çekim herşey; oturduğu yerden kalktı.. bana sarıldı, bense öylece bekliyordum, hareketsiz.. arkasını döndü ve çıktı kapıdan..
beceriksiz denemelere bir yenisini eklememek adına verilmiş bir sözdür tutmamak hayatı inatla..
(02.02.2008)