tarihsizliğin tarih sanılması.
arkadaşıma vereceğim cevap şudur ki;
orta asya benim atalarımın at koşturduğu, koştururkende altındaki atın dayanamayıp can verdiği tek coğrafya değildir.
astek ve maya dillerini ve geleneklerini
sümer dilini ve geleneklerini
amerikanın yerli kabilelerinin dil ve geleneklerini
iskandinav dil, destan ve geleneklerini
etrükslerin dil ve geleneklerini
yetmezse türkün kurduğu, dikkat üstüne çöktüğü demiyorum,sayısız imparatorluğu
oda yetmezse adına türk denen ırkın, antropologlarca yapılan kafa tası ölçümlerinin sonucu olarak dünya üzerinde mevcut üç en eski ırktan biri olduğunu görebilir.
öyle kız alıp vermekle, üstünden üç beş asır geçmekle bozulacak bir ırka mensup değiliz merak etmesin.
tarihin her köşesinde, medeniyet şekillendirip, kahramanlıkla bezeyip,kanımızla soğuttuğumuz o kadar çok çelikten sağlam eserimiz vardır ki, aklını alır insanın.
işte bu yüzden türk doğmak bir şereftir.
işte bu yüzden
ne mutlu türküm diyene denmiştir.
herşeyi bir kenara bırakalım, tüm gayesi tüm dünyaya kendini acındırmak olan, bir devletin varlığının ne gibi savunulacak tarafı vardır.
türk milleti öyle bir millettirki,dökülen kanına şerefle bakar.
kanını döktüğünüde, şerefi ile oynamadan insan gibi ağırlar.
bakınız çanakkale.
çanakkaleyi gördüğünüz anda zamanda bir yolculuğa çıkacaksınız ve göreceksiniz türkün tarihinde nice çanakkaleler var.