zaten çoğu spoiler verilmiş, oyunculuklar hakettiğinden bile az övülmüş belki. o konulara tekrardan girmeyeyim ama bünye üzerine etkileri hakkında ben de bir örnek verebilirim.
öyle bir film ki bu, karşınıza bir ara unutulmayan filmler başlığı çıkar, hiç düşünmeden göz kırpmadan oraya leon diye yazarsınız. hatta çıkmayacağını bilseniz de orjinaline saygısızlık olmasın diye " 'nın üstündeki e'yi kullanırsınız.
aradan bir kaç saat geçer, ben'e tıklayıp artılandığını görürsünüz. merak edersiniz acaba ne entryler var hakkında diye gecenin birinde. hem esneyip hem okurken birden uykunuzun açılmaya başladığını hissedersiniz. son entryide okursunuz ve yetmez size, ibadetmişçesine gider dvdyi dolaptan alır ve ilk defa izleyecekmiş gibi yerleştirirsiniz yuvaya. pür heyecan izlemeye başlarsınız ve ilginçtir, sigara içerken bir de bakarsınız aslında çoktan sütünüzü bile en sevdiğiniz bardağa koyup yanınızda hazır etmişsinizdir.
ilk defa izleyenler için bir başka alemdir leon, aşk üstüne çekilen tüm filmler ondan sonra biraz eksik gelir sanki. ve o ilk seferden sonra leon'u tekrar izlemezseniz bir başyapıt dersiniz, ve doğrudur ama eksik kalır sanki filmi anlatmaya. iki üç beş on diye devam ettirenler ne dediğimi daha iyi anlayacaktır umarım bundan sonrası için ve hak vereceklerdir. leon izlemek aslında bir ritüeldir, tüm o kahpe aşklardan, pis kötü adamlardan kaçıştır. sanki bir ütopya alemine geçirir. öyle bir alem ki 12 yaşında kız çocuğu 30lu yaşlardaki çoğu kadından akıllıca hareket etmektedir, bir kiralık katil vardır ki neredeyse tek gıda maddesi süttür ve çicek beslemektedir ve bir kötü adamımız vardır ki koyu bir beethoven hayranıdır. Buna eklenen daha bir çok bir çok sebepten içine alır film sizi ve hep orada kalmak istersiniz, en çok final sahnesine hayransınızdır orası vurur adama. defalarca izlemek istersiniz o sahneyi ve aynı zamanda da hiç gelmesin istersiniz o sahne. kah söversiniz o karakterlere, kah kıskanırsınız, kah hüzünlenir kah gülersiniz. bir de bakarsınız ki film bittiğinde, kucağınızda içine hönkürülmüş bir mendil, küllükte sönmüş sigaralar ve opsiyonel olarak masada bitirilmiş bir bardak süt durur. öyle bir şeydir işte, film değildir leon. şeydir, ne olduğunu çözemedim henüz. *