bugüne kadarki başarısız gençlik filmi denemelerinden sonra bu film, hem de hikayesinin merkezine öss'yi koyarak beklentileri karşılayabiliyor.
bu noktada, ömer faruk sorak'ı öncelikle konu seçiminden dolayı takdir etmek gerekiyor galiba. başarılı yönetimiyle de dikkat çeken sorak'ın, daha önce yönettiği vizontele ve gora filmlerinde var olan klip havası, tam da bu filmde yerini buluyor ve filme süreklilik ve tempo kazandıran en önemli unsur oluyor.
çok boyutlu olmasına özen gösterilen senaryo, oyunculuk gücüyle etkileyici bir biçimde işleniyor ve doğru seçilmiş müziklerle destekleniyor.
ancak film afişi, fragmanları ve fazlasıyla ön plana çıkarılan jean claude van damme sanki filme olduğundan daha basit bir hava veriyor ve biraz da belki gösterim zamanlaması filmin hak ettiği ilgiyi görmesini (bkz: hokkabaz) engelliyor. son olarak, filme bir konuk oyuncu olarak azami katkıyı yapan okan bayülgen'nin isminin jeneriklerde, afişte ve filmin internet sitesinde geçmemesi dikkat çekiyor.
sonuç olarak, her yönüyle izlenmeye değer bir film sınav.