Ey özgürlük! Seni seviyorum. Sana muhtacım. Sana aşığım. Sensiz yaşam zordur. Sensiz bende yokum. Varım, ama ben yokum. Yani o var olan ben değilim. Ben, sensiz boş, anlamsız, şaşkın, avare, ümitsiz, kalpsiz, ışıksız, tatsız, beklentisiz, intizarsız, beyhude yani bir hiç olacağım. Ey özgürlük! Senin sevgi, dostluk ve şefkatinle beslenmişim. Ey özgürlük! Senin yüksek ve özgür endamın, benim mabedimin güzellik minaresidir. Ey özgürlük! Senin masum ve renkli güvercinlerin benim sırdaş ve aşina dostlarımdır. Barış güvercinidir onlar. O güvercinler, benim tüm ümit ve iyi haber mesajlarımın ve bütün müjdelerimin habercisidirler. Ey özgürlük! Keşke seninle yaşasaydım. Seninle can verseydim. Keşke sende görseydim. Sende nefes alıp verseydim. Sende uyusaydım. Sende uyansaydım. Yazsaydım, söyleseydim. Sende hissetseydim ve seninle olsaydım!
Ey özgürlük! Ben zulümden bıkkınım, esaretten bıkkınım. Zincirden bıkmışım, Zindandan bıkmışım. Zorunluluktan nefret ediyorum. Seni tutsak yapmak ve bağlamak isteyen her şey ve herkesten bıkkınım, nefret ediyorum.
Benim yaşamın senin hatırınadır. Gençliğim senin hatırınadır var olmam.
Ey özgürlük! Kutlu özgülük! Seni tahta oturtmak istiyorum.
Ya sen beni yanına çağır, yada ben seni kendi yanıma çağırayım!