lemon tree

entry52 galeri video3
    31.
  1. alman grup fool's garden'ın bir şarkısı.

    bu şarkı için "çok eğlenceli şarkı", "beeyle kıpır kıpır oluyorum, atlıyorum zıplıyorum dinlerkene", "insanın keyfini yerine getiren, üstüne bir de sigara yaktıran şarkı" falan diye yorumlar yapanlara çok sinirleniyorum. bildiğin küplere biniyorum. ben ki sinirli bir insan değilimdir ama sinirleniyorum arkadaşım. tamam, hareketli bir melodisi olabilir bu şarkının ama sözlerine hiç mi bakmazsın bilader? ya da klibini izlemedin mi? adam söylerken eğleniyora benziyor mu? yapma arkadaşım. yapma canım. yapma!

    ha, şimdi bana şey dersin:
    "ben ecnebice bilmek zorunda değilim taam mıaa! hem müzik bu. ne istersem onu hissederim"

    hissedemezsin lan! bu şarkıda neşelenemezsin, keyfin yerine gelemez. yalnız adamın şarkısıdır bu. bekleyenin şarkısıdır. sıkıntıdan patlama noktasına gelip "da dararada dirapda darararap dirapda dapdipdida" diye mırıldanarak bir yerden tekrar hayata tutunmaya çalışmanın şarkısıdır. melodisiyle sözlerinin tezat oluşturmasıyla vuran bir şarkıdır bu zaten. o ironiye çarpılırsın dinlerken. hareketli melodisine rağmen boğazını düğümler.

    klibinde de zaten solist arkadaşımız(oda içinde şarkı söyleyen tip. ha, o işte) neşeli tavırlar sergilemiyor. bezmiş bir görüntü çiziyor. adam terk edilmiş belli ki. "bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin" triplerinde. yalandan neşelendirmeye çalışıyor kendini arada ama olmuyor tabi.

    zaten şarkının ilk bölümü şöyleyken nasıl neşeli bir şarkı olduğu yorumu yapılabilir sorarım size:
    "burada, sıkıcı odamda oturuyorum.
    başka bir yağmurlu pazar öğleden sonrası daha...
    vakit öldürüyorum, yapacak hiçbir şeyim yok.
    öyle takılıyorum, seni bekliyorum.
    ama hiçbir şey olmuyor ve merak ediyorum..."

    karamsarlık. şarkının sözlerindeki tema karamsarlık gördüğünüz gibi. ama melodi ve aradaki bir kaç küçük şey("da dararada..." kısmı gibi) şarkıya karamsarlıktan başka bir anlam daha kazandırıyor: karamsar insanın tekrar hayatı sevmeye çalışma çabası, kendiyle mücadele etmesi. ama yine de başarısız olması, tekrar denemesi... yani şarkıyı dinlerken içinde bir umut filizlenir, bunu anlarım. "lan, her şeye rağmen hayat güzel bea" dersin, bunu anlarım. hatta "sokarım eski sevgilisine! gel ortamlara akalım, karı kaldıralım. anca öyle unuturuz hoca" dersin, bunu da anlarım. anlamakla kalmam gelir sana eşlik ederim karı kaldırırken. denk gelirse ben de kaldırırım falan. neyse. ama "çok eğlenceli şarkı. atlayak zıplayak mı?" deme bana. etme eyleme! şarkının ruhunu öldürme. enstrümantal dinlersen istediğin kadar atla, zıpla. ama sözleriyle dinlerken yapma. bak bu kadar yalvardım. yapma. tamam mı?

    "işin gücün mü yok oğlum! sanane, milletin keyfinin kahyası mısın!" da dersiniz siz şimdi. demeyin. ben özellikle sevdiğim şarkılara muhteviyatında bulunmayan duygular yüklendiğinde kızıyorum. üzülüyorum. sol yanım acıyor. "çarşamba'yı sel aldı"yı sırıtarak söyleyen biri hoşunuza gider mi? ha işte, benimki de o misal.
    4 ...