24 nisan 2010 beşiktaş sivasspor maçı

entry87 galeri
    83.
  1. beşiktaşımız'a ve 2009-2010 sezonuna veda ettiğimiz lig maçıdır.

    ne de güzel başladı gün, güneşli bir havada hep beraber kazan yanında kol kola, omuz omuza.
    beşiktaş'ımızı bekleyen binler, en büyük sevgiliyi bekleyen can yüreklerle.

    görününce karakartal ufukta yaktık meşaleleri, açtık kollarımızı göğe doğru ve şampiyon beşiktaş sesleriyle inlettik beşiktaş'ı. yıldız tilbe'nin dayan yüreğim şarkısından bir mısranın yaşama geçmiş haliydi bizler için, acılar taze ama çilekeş çocukların ruhu dipdiriydi. "gün gelir acılar ezberlenir, iyileşir zamanla yaran..."

    sonra bastık adımımızı stada, geçen haftaların öfkesini yüreğinden atamamış olmanın verdiği kin verdi stadda, öfke vardı o stadda. sesini duyuramamanın, sesini duyurmak istediğinde ise pusturulmaya çalışılan insanların çığlığı vardı. ama en sessiz olanından.

    hemen ardından gelecek olan ağır tepkilerin ve büyük sevgilerin de habercisiydi. büyük sevgilerden gidelim önce,
    ah be mustafa denizli hocam, ne de güzel seslendi bu taraftar sana? ne de güzel mesaj verdi sana. denizli beşiktaş'ı şampiyon yaptığında bile böyle kucaklaşma görmemiştim. ama bugün gördüm. ve sen bu takımda olduğun sürece ve biz bu takımın yanında olduğumuz sürece her zaman daha iyisini yapabileceğimizi gördüm. bir de mesaj vardı o tezahüratta inceden sana, sen aldın o mesajı hocam. hele ki holosko'nun kaçan gollerinde nasıl kahrolduğunu, atılan golde nasıl çılgınca sevindiğini metrelerce uzaktan bile olsa biz gördük. ve taraftar karşısında maçın son dakikalarında nasıl mahcup olduğunu gördük. sen merak etme be hocam, merak etme.

    sevgi selinin diğer dalgaları ise artçı olarak bobo ve toraman'daydı.
    19 yaşında imza attığı beşiktaş'ta bugün kocaman bir delikanlı olan bobo'yaydı. beşiktaş'lılığından tek şüphemiz olmayan, kaybetmeye asla tahammülü olmayan, bu takımın formasının en çok yakıştığı 13 numarayaydı. belki son kez seyretti bu taraftar seni inönü çimleri üzerinde, ve belki son kez bağırdık 13 numaralı formasıyla diye, hatıran hep güzel olur, sen güzelsen. güzel kalacaktır.

    kaptanlığı dibine kadar hakeden toraman ve yürekli kelimesinin üzerine forma geçirmiş hali ibrahim üzülmez. sizin için söyleyenecek çok şey var. bir kısmı on binlerle tribüne, bir kısmı yüreğimizde.

    bir de tepki kısımları vardı bugünün. küfürlü protestolar, iğneleyici protestolar hepsinden biraz vardı. küfür güzel midir? değildir. amma velakin zannederiz ki bu maç başlığını okuyunca bütün türkiye swear free zone, bir tek inönü stadı tü, pis, kaka, rezil, vatan haini, ölün siz.

    önce çuvaldızla bir dost olunsun, sonra ağza beşiktaş alınsın. diğer türlü cidden komik oluyor çünkü. pinokyo masallarından enstantelere dönüyor ortam.

    maça gelirsek takımın kafası havada, rakibin çabası sahada, hakemin aklı saçmalamada geçen bir maçtı.
    hakemin beşiktaş aleyhine vermediği penaltı için sivasspor'un hakkını koruyan ve "pozisyon penaltı" diyerek tepki koyan tüm beşiktaş'lı kardeşlerime teşekkürü borç bilirim.

    ve yine beşiktaş'ı ince ince doğrayan hakem içinde allah'tan bulsun derim.
    zaten çok da birşey oynamadıktan sonra, kaptan rüştü'de hatayı yaptıktan sonra hakem de yine güzelinden bir son saniye vuruşu yaptığından sonra çok da saha hakkında yapılacak bir muhabbet kalmıyor ağız tadında.

    sonuç olarak sahadaki maç için değil, sahadakiler için, üzerlerinde taşıdıkları dünyanın en güzel renklerinin en çok yakıştığı çubuklu forma için bir araya gelip sevgiliye son vedayı ettiğimiz maç olmuştur.

    şarkıyla başladık, şarkıyla bitirelim.
    yaşar'dan gelsin bu sefer sana en güzel aşk, beşiktaşk;
    "öbür yaza kadar hoş çakal göz bebeğim,
    hoşça kal göz bebeğim..."
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük