bir taşla iki kuş vurmaktır.
normalde olay otobüste yer bekleyen teyzeye (bu kelimeden kişinin yaşlı, oturması gereken bir kişi olduğunu çıkartıyoruz. yani o yere ihtiyacı var.) yer vermemek dese her hangi bir düşünce grubuna ayrılmadan herkesden tepki çekecek, şehir magandası sınıfına konacak ve bir hayvan muamelesi görecektir.
ama hikayemiz de anlatılmak istenen tabii ki bi yerlere oturmak değil bi yerlere laf oturtmaktır.
teyze bu durumda hikayenin kötü karakteridir ve cezalandırılmalıdır.(laik düşünce betimlenmiş.)
oturan kişi zamanında ezilen (laik düşüncenin karşısında kara çarşafı savunan kesim olarak rol kesilmiş.) ve şimdiki zamanda güçlenip laikliğin karşısına dikilen kişi olarak anlatılmış.
ve bir de figüran "che dalavera tişörtlü genç" o da olaydan etkilenen kişi illa ki.
sonuçta ise oturan kişi bir kahraman edasıyla düşüncesini açıklamış ve kötülere gereken cezayı kendine göre vererek adaleti sağlamaya çalışmıştır. laikliği de kendi gözünde derecesini de figüranla özdeşleştirerek göstermiştir.
figürana yani hikayede güçsüz olan kişiye son kısımda hoyratça davranarak ise herhangi bir zamanda dut yemiş bülbüle dönmüş karakterini!!! ortaya koymaktadır.
çünkü karşıt görüşlerini veya düşmanlarını sadece onlar yardıma muhtaçken veya en güçsüz hallerinde ortaya koyuyor ve egosunu sonuna kadar tatmin ediyor kahraman kişi.
