' aslında insanlar hataları saf dışı bırakma girişiminde bulunmalı; kendi içlerinde ve çocuklarında kişilik duygusundan ayrı olarak özgürlük duygusunu da geliştirmeli. insan bir rolden diğerine, bir değerden diğerine, bir hayelden diğerine geçerken rahat olmalı. insan rahatça düşünebilmek ve yeni şeyler yapabilmek için sınırlanmamalı, bağımlı olmamalı.
insanlar bir rolden diğerine geçmekte özgür olmalıydı, neden değillerdi peki? çocuklar üç ya da dört yaşlarında iyi ya da kötü çocuk, amerikalı ya da komünist, öğrenci ya da başka birşey olmak isterlerdi. ama kültürleri onları yoğururken daima ya iyi bir çocuk ya da kötü adam veya asi olurlar. her iki rolü birden oynama kapasitesi kaybolur. çocuk belirli bir aşamada kim olması gerektiğini anlamaya başlar.
çocuklar sayı tutma sıkıntısına nadiren katlanırlar, kim kazandı kim kaybetti konusuna önem vermezler, ödül düşünmezler, ödül sona ermese bile aldırmazlar. aslında çocuklar şans elemanının fazla olduğu oyunları severler, çünkü böyle bir oyunda bireysel yetenekler doğrudan doğruya kıyaslanamaz. otomatik olarak yeniden başlayan oyunlardan hoşlanırlar, böylece herkese yeniden şans tanınmış olur.'
the dice man kitabından.
- hırs, ego, başarılar, başarısızlıklar, hüzünlerin zamanla daha büyük ve artması durumu, sorumluluklar, tekdüzelik, düzensizlik, kötü alışkanlıkların çoğu vs.. uzayıp gider büyütülmüş bir dünyada. sizce de asıl düzensizlik düzenin kendisi değil midir? sistamatik yaşam standardını kimler, ne zaman ve nasıl oluşturmuşlardır? insanların birbirlerine olan soğuk tutumu ve çekingenliği hayat standartlarının arttığı bir dünyada azalmış mıdır, artmış mıdır?