xvııı.yy.'dan bu yana, önce osmanlı devleti ve daha sonra türkiye cumhuriyeti ile iran arasında hemen hiç bir dönemde sıcak rüzgarlar esmemekle, kardeşlik ve dostluk havası oluşmamakla birlikte, bir savaş eşiğine de gelinmemiştir.
zira, sınırları masa başında cetvelle değil savaş meydanlarında kanla çizilmiştir. yüzyıllardır aynı topraklar üzerinde yaşam sürdürmüş, ortak tarih, dil ve dine sahip, aynı değer yargıları ve aynı kültürel değerlerle yoğrulmuş, milli birlik ve beraberlik duyguları güçlü insanların oluşturduğu milletleri kendi toprakları üzerinde mağlup etmek, sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.
sam amca, fiziken güçlü olabilir ancak, hafızası zayıftır. Kore'de ve Vietnam'da, suratının orta yerine yediği osmanlı tokatlarının kızarıklığı henüz geçmemiş, afganistan ve ırak bataklıklarından paçasını kurtaramamışken, iran üzerine hayaller kurup masa başında senaryolar yazarak kendi aklınca iş bitirmektedir.
- kaldıki iran, bir kore ya da vietnam da değildir!
iran, başta şii mezhebine mensup olması olmak üzere irili-ufaklı bir çok sebepten ötürü araplar tarafından pek sevilmiyor olabilir ancak, türkiye'nin israil ile bir olup iran'a karşı cephe alması, o araplar nezdinde türkiye'nin itibarını sıfıra indirir. Olmaz! ama velev ki hükümet ve başbakan bir gaflet anında buna razı oldu; o vakit dışişlerimiz, böylesine bir ahmaklığa vesile olmayacak kadar bilgili ve donanımlı diplomatlarla doludur, merak edilmeye...
