duygusal ilişkisi olanın dershaneden atılması

entry14 galeri
    11.
  1. haberin altındaki yorumlar olaydan daha vahimdir;

    -çok güzel bir uygulama. o yaşta ne işi var aşkla filan derslerini çalışsınlar.

    -orada disiplin gereği bu tip bir uygulama yapılıyor. oradaki her öğretmen ve yönetici inanın çağdas yaşamı içine gerçekten sindirmiş insanlar. Oranın disiplini sayesinde ben universiteyi kazandım.

    bu iki yorumu değerlendirerek yorumlamaya çalışayım;

    ilk yorum: sanırım bunu yazan bir veli. merak ediyorum gerçekten böyle bir çocuk mu yetiştirmek istiyor?. ders çalışsın, derece yapsın ve sen de onun sırtından kendinle övün. benim oğlum boğaziçinde okuyor teyzesi, amcası de. burada önemli olan dershanenin uygulaması değil. dershaneden değil de mahalleden bir kıza aşık olur; ama veli diyor ki sakın olma ders çalış.
    tabii ki her aile çocuğunun iyi üniversitelerde okumasını iyi eğitim almasını ister, ama bunu temelde çocuğunun mutlu, huzurlu, rahat bir hayat sürmesi için istemez mi? ben demiyorum ki kız ya da erkek hoşlandığı kişi için her şeyden vazgeçsin, sınavları önemsemesin; ama duygularını da sonuna kadar yaşasın. terk edilsin ağlasın, aldatılsın ağlasın. hoşlandığı kişi yüzüne gülsün mutlu olsun. bunların hepsi yaşansın ve aile de tüm bu süreç boyunca çocuğunun yanında olsun. mutluluğunu paylaşsın, mutsuzluğunda teselli etsin. çünkü nasıl ki okul, üniversite bizim karakterimizi, sosyal sınıfımızı, yapacağımız işi, konuşacağımız konuları, yaşayacağımız evi, bineceğimiz arabayı belirleyecekse yaşanan bu duygusal ilşkiler de ruhumuzu olgunlaştıracaktır. ileride yaşanacak ciddi, sağlam ilşkilerin temeli ergenlik dönemindeki bu duygusal dalgalanmalar sonucu atılır.
    geçmişte hatta hala günümüzde 15 16 yaşında evlenen insanlar varken siz 18 yaşıdnaki birinin duygularından bağımsız hareket edebilmesini nasıl beklersiniz. böyle yetiştirilen bir çocuk gelecekte doğru eşi mnasıl seçebilir, çocuğunun ergenlik dönemindeki sorunlarına nasıl yardımcı olabilir? ama tabii zamanı geldiğind eona uygun birisini de siz bulacaksınızdır elbet. çocuklar bu dünyaya gelirken kimse onlara sormadı. o çocuğu dünyaya getiren anne baba o çocuğun geçimini sağlamakla, ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. dolayısıyla ben zaten çocukların ders çalışmak, iyi okullara gitmek gibi bir ödevleri olduğuna da inanmıyorum. onu iyi okulda okutmak anne babanın ödevidir.

    ikinci yorum: çok kısaca söylüyorum. böyle bir disiplin sonucunda üniversiteye gelen senin gibi sayısız öğrenci var. bu ülkenin eğitim sisteminde neden köklü bir değişiklik olması gerektiğinin en önemli nedeni de sen ve senin gibiler zaten. demek üniversiteyi kazanman için birilerinin sana bir baskı yapması, seni bir asker gibi eğitmesi gerekiyor. sen de belki doktor belki avukat belki bir firmada müdür olacaksın. robotlaştırılmış olmak umrunda değil çünkü farkında bile değilsin ne olduğunun.
    üniversiteye girmek, iyi bir meslek sahibi olmak tabii ki önemli. ama bir bireyin başkaları tarafından koyulan hedefe yönlendirilerek kazandığı başarının çok da önemi yok benim için. önemli olan bireyin kendisinin üniversitenin değerini fark etmesi, kendi istediği üniversite ve bölüm için kendi isteğiyle çabalamasıdır. zaten doğru yetiştirilmiş 18 yaşındaki bir genç sınavlarla da, duygusal ilişkilerle de başa çıkmayı bilir ve çıkar da.
    bu yorumu yapan arkadaşın sevgilisi olsaydı muhtemelen sınavdan sonra ikimiz de aynı üniversiteyi yazalım, aynı şehirde okuyalım, hiç ayrılmayalım, okul bitince evlenelim diyecekti karşısındakine. işte ilşki yaşamak değil, ilşkiyi bu ekilde yaşamaktır yanlış olan. insnaların kendi ahaytları vardır. bir birey yanıdna kimse olmadan da tek başına hayatta durabileceğine güvenmeli, inanmalıdır. tabii ki sevdiği insandan ayrılmak zor gelir kişiye ama bununla başaçıkabilmeyi de bilmeli, kimsenin önünü kapamamalı ve kendi önünü de kapatmamalıdır.
    işe ben böyle dersanlere giden ve böyle uygulamaları destekleyen ailelerde yetişen çocukların bu olgunluğa erişebilecklerine inanmıyorum.
    0 ...