değer kavramı insanlara göre değişiyor aslında, sana göre değer olarak nitelendirdiğin şeyler, karşında bulunan insan için yapılması gereken şeyler olarak hayatta yer buluyor..
insanlara gereğinden fazla değer vermek adı altında toplamıyor o eylemi, sadece insan olana gösterilmesi gereken muamele olarak görüyor..
ama bu sadece bir kısım topluluk..
bazen insanlara gerektiğinden fazla değer vermekten ziyade, gereksiz olan insana fazla değer vermek insanın canını acıtıyor.. halayın başını bunlar çekiyor aslında, hayal kırıklıklarına en çok bunlar zemin hazırlıyor.. insan olana değer insan olmaktan, haketmeyene değer nereden gelir sorunsalı uçuşuyor beyinlerde..
sahi nereden?
körükörüne bağlanmak mı?
ki bu en büyk sorundur aslında körükörüne bağlılık...
aşırı sevmek mi?
ki bu en anlamsız dozdur, aşırıya kaçmak hastalığı doğurur..
hastalıklı kalpler mi?
ki çoğu insan kırılmışlıkların vermiş olduğu hastalıklarla yaşar aslında..
sebep aranırsa sebep çok...
kimi zaman aşırı değer verdiğini düşünmek neden akla gelir? bunun üzerinde dururuz.. kemirir beynimizi.. o haketmiyor! o haketmiyor! çığlıkları kulaklarımızda yansır..
Sahi bu sesin sebebi ne?
değer görememek mi dersin?
ki en büyük değer vermişliklerin yıkıntısı, değerli olmadığını düşünmekten gelir..
insanlar direttiği kişilikler üzerinde takılı kalırlar..
çırpınırlar..
çırpınırlar..
neden mi?
en büyük uçuşları o kanatları değer gören kanatları sayesinde yapar insanlar..
değer görmediği anda çırpınırlar..
köşeye sıkışmış gibi..
işte hata o zman gelir, daha fazla değer veririz onların değersizliklerine..
daha falza önemseriz, önemsenmeyecek paslanmışlıklarını..
daha fazla temizleriz onların ellerini,
ve daha falza görmezden geliriz kirlenmişliklerini...
insanlara gereğinden fazla değer insalıktan gelir ama, değersizliklerine değer kattıklarımıza bu değer, değersizliğimizden gelir aslında..