komplo teorisidir. zira anlasmalarin "gizli" ve "bilinmeyen" oldugu iddiasi vardir. sadece "gizli" olup da "bilinir" olsa; mesela iki devletin gizli bir antlasma yaptigi biliniyorsa ancak antlasmanin icerigi bilinmiyorsa bu bir "gizli antlasma"dir. ustelik "gizli" antlasmalar daima bulundugu donemi, o zamanin hukumetlerini kapsar. eger devam ettirilecekse gelecek hukumetlerin tekrar olayi incelemeleri gerekir. buradaki iddia bu kapsama bile girmez, cunku biraz once soyledigimiz gibi, "gizli" olmasinin otesinde bir de "bilinmez" olmasi soz konusudur, kimseler duymamistir, hakkinda bir delil yoktur. diyelim bu "bilinmezlik" statusunu bir dakika icin bir kenara biraktik ve sadece "gizlilik" ozelligine dikkat ettik. o zaman da ismet inonu'nun ya da cumhuriyeti kuran kadronun suclanmasi mumkun degildir. cunku kurucu kadro diyelim ki donemi itibari ile boyle bir antlasma imzalamis olsun -bakin, "diyelim" diyorum, mesela yani-; isbu onlardan sonra gelen Tc hukumetlerinin ve ingiliz hukumetlerinin de bu antlasmayi tekrar tekrar onaylamasi gerekmektedir. o zamandan bu gune araya giren ikinci dunya savasi, soguk savas, dunya capinda olan devrimler, turkiye de olan darbeler, soguk savasin bitmesi, amerikan etkinligi gibi konular dusunuldugunde; eger her iki hukumette bu donemler ve olaylar ustu bir gizli antlasmayi tum yirminci yuzyil ve yirmibirinci yuzyil basi itirabari ile israrla devam ettirebilmislerse, zaten her ikisi de ayri ayri takdire sayan devletlerdir, bu derece saglam bir birliktelikleri oldugu icin takdir ve tebrik edilmelidirler.
bir komplo teorisini komplo teorisi yapan bir baska vaziyet ise onun gercek olaylara "ragmen", gercek olaylarla "tezat" teskil eden bir gorunum sunmasindan dolayidir. neden "kennedy suikastini amerika yapti" demek komplodur, cunku amerika'nin sovyetler'e karsi kuba krizinden basari ile cikmis, soguk savasta tum dunyanin gozunun icine baktigi en populer baskanini kendi kendisine ortadan kaldiracak bir mantiksizlik ile hareket edecegini dusunmek "gercek" ile bagdasmaz da onun icin. De ki amerikan dusmanlari oldurdu, de ki sovyetler oldurdu, de ki delinin biri oldurdu; ama amerikan devleti kendi icinde bunu yapti dedin mi bir takim gercekleri gormuyorsun, goremiyorsun demektir.
konumuza donersek; lozan imzalanmis 1923 de... hadi kurtulus savasini gectik; daha 8 sene once ingiliz ile osmanli cok feci birbirlerine girmis, ceyrek milyon insan olmus canakkale'de. ingiliz kibris'i ilhak etmis. hadi bunlar osmanli zamaninda oldu diyecek olanlar; ingiliz bir kac sene sonra savasa girecegi nazi almanya'sina 1930'larin basinda basbakanini gondermis, hem de hitler'in ayagina, hem de her turlu elestiri ve kinamaya ragmen, sirf savas cikmasin umuduyla. o derece aciz yani. hadi bu da kesmedi ingiliz'in acizlik durumuna; 1938'de; yani su "gizli" oldugu iddia edilen antlasmalardan sadece 15 yil sonra hatay turkiye'ye katildi; bu da mi vardi o gizli antlasmalarda? belki musul ve kerkuk'un de cumhuriyet'in 100uncu yildonumunde turkiye'ye katilacagina da karar verildi bu gizli antlasmalarda, oyle mi? bilemeyecegiz; "gizli" ve "bilinmez" cunku, yine de her nasilsa her gelen hukumet tipki anitkabir defterini imzalar gibi donup donup bu antlasmayi imzaliyor demek ki... yok oyle bir sey; "biliyorum yok" diyebilecegim icin demiyorum bunu, "olamaz" diyebildigim icin biliyorum.
"kurnazlikta asmis yahudiler" o vakitlerde israil'i ancak imkansiz bir hayal olarak dusunuyorlardi; henuz hitler soykiriminda veya stalin baskisinda katledilmemisler, yasadiklari ulkelerin normal vatandaslari olduklarini zannediyorlardi. dolayisiyla orta dogu'nun haritasi ile mesgul olacak kadar buralar ile iliskileri yoktu, gucleri olmasini hayal etmek bir tarafa. desek ki bugun orta dogu'da bir devlet kurulacak olsa israil buna bir sekilde taraf olur; bu dogru olabilir, hatta stratejik bir gereklilik geregi beklenen bir seydir. ancak birinci dunya savasi sonrasi boyle bir yahudi/israil gucu henuz yok. turkler'in yahudiler ile olan iliskileri ne olmus olursa olsun, o yahudiler bugunku yahudiler degildi.
turkiye'nin petrol reservleri, arabistan'in petrol rezervleri, kuzey denizinde ki petrol rezervleri yarinin dunyasi icin, cok da uzak degil bu yarin, 25 ile 30 sene arasi, artik dunyanin hic bir ihtiyacina cevap veremeyecek kadar anlamsiz kalacaktir. tum dunyada nerede ne kadar rezerv var, uydular bunlarin olcumlerini yapmistir, ve bir yerde ise yarar petrol olsa hic bir akilli "aman sakin cikarmayin" diyecek lukse sahip degildir. ingiliz izin vermese orada amerika ingiliz'i ipleyecek degildir. yada rusya ve cin tipki iran'a yaptiklari destegi turkiye'den sirf "sizin ingilizler'le gizli antlasmaniz varmis, saygilar" diye esirgeyecek de degildir. bunlarin hepsinin otesinde, bin yil yetecek petrol olsa bile dunya gezegeninin petrol yakip atmosferi karbondiyoksit ile doldurma siniri tamamlanmistir, insanlar bu isten hizla kurtulmanin yolunu aramaktadirlar. petrol bin sene once ne degerde ise onumuzdeki on bes yirmi yil icinde ayni degere gelebilir; yani ise yaramaz -yarar da yaramaz- bir zift...
komplo teorisinin de bir adabi vardir, tipki camur atmanin ve iskembeden sallamanin da bir usulu olmasi gibi. olmayan gizli antlasmalar hayal etmek yerine, zaten onumuzde hic de gizli olmayan antlasmalari gormeye calismak saniyorum daha zor geliyor insanlara. bakin bahsi gecen lozan antlasmasinin her yerde bulup okuyabileceginiz 26inci maddesi ozetle ne der: "turkiye cumhuriyeti kibris adasi'nda herhangi bir hak talep etmemektedir, bu adayi birlesik kralligin topragi olarak tanir". ama boyle seyler turkiye'de insanlarin gozunden kasten kacirilir. siz olani gorun de, olmaya seyleri uydurmak eksik kalsin. fesuphanallah ya...