bir anlamda allahın yaratma sanatıdır. tesadüfü reddetmek şartıyla kur'anda da kendisiyle ilgili bol bol referans bulunabilir. mevlana dahil olmak üzere bir çok islam alimi varlıkların bir tekamül ve aşamaya göre yaratıldığını söyler. hatta darwinin hocasının endülüslü islam bilginlerinden etkilendiği çokça anlatılır.islamın tesadüfü kabul etmemek şartıyla evrimle bir sorunu yoktur. sorun hristiyan dünyasının bilimle ve evrimle ilgili sorununu islam coğrafyasına taşımaya çalışanların sorunudur. canlıların sudan yaratıldığı, insan adem kimliği kazanmadan öncede insan türünün dünyada varolduğu hatta bu süre zarfında anılacak pek bişeyin olmadığı ve uzun bir sürenin geçtiği bu türün vahşi ve kan dökmeye meyilli bir tür olduğu meleklerinde buna dayanarak insanın yeryüzünde öne geçmesine itiraz ettiği ancak ademe yüklenen melekeler ve isimlerle ademoğlunun artık insan türü içinde farklılık gösterdiği yaratıcının muhatabı ve aynası olma mertebesine eriştiği, bir çok ayette anlatılır. yeryüzünün ve evrenin de bir süreç ve tekamülle oluştuğu bir çok yerde tekrarlanır. isa peygamberin tanrının ruhu olduğuna inanan hristiyan dünyası için elbette evrim kabul edilmez bir şeydir. islamın böyle bir sorunu tarih boyunca olmamıştır. konuyla ilgili (bkz: ahmet özcan)ın bir makalesinden alntı:
''konuya buradan girmemin sebebi, materyalizm-metafizik karşıtlığı olarak sunulan sahte ayrımın, bir spekülasyondan ibaret olduğunu vurgulamak içindi. bu sahteliğin en sahte örneği, şu evrim teorisi tartışmalarında çok açık bir şekilde görülür. evrimciler, her fosil kemiğini neredeyse bütün canlılığın özeti olarak huşu içinde incelerken, evrim karşıtları da aynısını yapar. sonuçta iki tarafta önceden bir şeye inanmıştır ve zavallı fosiller, bir o tarafın bir bu tarafın elinde şamar oğlanı gibi gider gelir. gerçek hangisindedir? biz faniler, her iki tarafı da dinleyerek kendi meşrebimiz ve aklımızca bir tarafa meylederiz. sonuçta bilim ve din, birer malzemedir bu sahte kavgada. çünkü bu kavga, protestan-mason batılılarla katolikler arasında süren eski bir hesaplaşmanın türevidir. ama bu her iki yalancı tarafın aslında tek bir taraf olduğunu, yalan ve sahtekarlık tarafını temsil ettiğini söyleyen çıkmaz.evrimcisi, bilim ve maddenin yasalarına, yaratılışçısı ise tanrı ve dinin mutlak doğrularına yaslandığını iddia eder. oysa her ikisi de bilim ve din dışı yalanın sözcüleridir. (yeri gelmişken memleketimizde katolik kilisesinin sözde evrim karşıtı saçma sapan kitaplarını çevirerek şaibeli maddi olanaklarla basıp dağıtan müslüman kılıklı misyonerlik faaliyetinin bu avrupa-içi çatışmaya müslümanları da dahil etme çabasının parçası olduğunu belirtmek gerek. bu katolik yaratılışçı teorilerle islamın hiçbir alakasının olmadığını, islam geleneğinde evrimciliğe benzer bir yaratılış yaklaşımının birçok alimce benimsendiğini, bu yaklaşıma göre, aslolanın Allahın yaratması olduğunu ama bunu birdenbire değil, halen olduğu şekliyle zamana yayarak ve türlerin çoğalışının yasalarıyla yaptığını vurguladıklarını belirtmek isterim. ilgilenenler, insan yayınlarından çıkan,;islamda evrimci yaratılış teorisi; isimli kitaba bakabilirler.bkz: islam'da evrimci yaratılış teorisi,prof. dr. mehmet bayraktar.'' burdan hareketle nazzâm, câhız, ıhvânus-safâ, ibn miskeveyh, bîrûnî, ibnul-heysem, ibn tufeyl, hâzinî, ibn haldûn, kazvînî ve kınalızâde ali efendi gibi müslüman bilginlerin bu konuyu enine boyuna araştırdıklarını öğreniyoruz.