Ronin,Taxi ve the Bourne Identity gibi filmlerde de çalışan Fransız ekip cinecascade tarafından aksiyon sahneleri çekilmiş. hatta bu bilgiyi yer yer her tarafta da görmek mümkündü. fakat hiç de bu yapımlardaki ile izlediğiniz bu filmdeki aksiyon sahnelerini benzetemeyebilirsiniz. izleyenler filmin konusunun the boondock saints filminden esinlendiğini düşünebilirler.
bana göre, filmin kötü yönleri;
1. ucuz senaryo: daha başından beri hemen hemen herkes kenan imirzalıoğlu'nun bu cinayetlerle alakası olduğunu çözmüştür zaten. polisiye bir filmde eğer cinayet zanlısını zorlanmadan bulabiliyorsanız o halde o iyi bir polisiye senaryoya sahip değildir. ayrıca sevişme sahnesi anlamsız ve havada durmuş. sadece filmde sevişme sahnesi bulunsun diye konulduğu apaçık.
2. kötü oyunculuklar ve kişiyle örtüşmeyen roller: filmin bazı yerlerinde kenan imirzalıoğlu'nun dili normal istanbul ağzı olurken kimi zaman doğu, kimi zaman da iç anadolu ağzına kayıyor. ikincisi berrak tüzünataç. filme sadece sevişme sahnesi için katıldığı izlenimini veriyor, lakin yaptığı oyunculuk ortada. daha sonra hastanedeki hemşire... oynayan oyuncuların rolleri uymadığını da şöyle söyleyebilirim. nejat işler komando askeri, çarli dizisindeki afakan tiplemesi de adli tıp doktorunu oynuyor. diğer bir itirazım da uğur yücel'in artık yönettiği filmlerde oynamaması gerektiği, yönetmen koltuğunda otursun artık ya da oynayacaksa Quentin Tarantino gibi ufak roller alıp en azından bu şekilde oyuncu olarak yer almış olsun.
filmin iyi yönü, 5 milyon TL harcanması. harcadığı parayı geri kazandı mı bilinmez fakat türk sinema sektörünün böyle büyük yatırımlara ihtiyacı var. yüzlerce dizi yapılacağına bir tane kaliteli türk filmi yapılsın devasa film stüdyoları olsun benim şahsi fikrim. çünkü amerikan, almani fransız veya ingiliz sinemasıyla ancak bu şekilde yarışılabilir. fakat biz bu ülkelerle sinema alanında değil de arjantin ve brezilya ile pembe dizi sektöründe yarışıyoruz. ama hakkımız var, bizdekiler onlardakilerden daha pembe...