uykusuz alma sebebi oluyor çoğu zaman tek başına.
hayran olmadım ben hiçbir ünlüye. küçükken üç bej futbolcu posteri asardım odama, ünlülerle tüm ilişkim bu.
tam anlamıyla işte budur üstat demedim kimseciklere.
bu adam hariç.
kendimi durduracak değilim kitabını 2 defa okuduktan sonra artık yorum yapma isteğimi durduramadım. ve yazıyorum.
ya arkadaş, bi insan gündelik olanı çok garip bir şeymiş gibi bu kadar güzel anlatabilir mi?
tüm enerjisini kısacık bir cümleyle okuyana bu kadar güzel iletebilir mi?
her yazısını okuduktan sonra yanaklarını sıkıp, yerim ulan seni deme isteği uyanıyorum içimde, affola.
kitabında cosmopolitan kadınları'nı öyle bir tanımlamıştır ki, buyrun;
her şeyin iyelik ekiyle sonlandığı, tüm dünyanın müthiş ben dili yardımıyla onların çevresinde döndüğü, muhteşem cosmopolitan kadınları'nın dünyasına hoş geldiniz.
onlar kahve yerine kahvem demeyi çok seviyor. bildiğiniz kahve aslında, etiyopya'da günlüğü 1 dolara çalışan işçilerin ürettiği ve starbucks'ın bardağını ortalama 3 dolardan sattığı bir çeşit ofis içeceği. tabii, hiçbir cosmopolitan kadını'na etiyopya ve starbucks'ın aynı cümle içinde kullanıldığı bir saptama yapmamanız gerekir. böyle bir hata, kısılan gözler ve büzülen dudaklar arasında, zamanın ruhunu kavrayamayan asosyal bir anguda dönüşmenizle sonuçlanabilir...