şehirler arası yolculuk olayında şahit olduğum, saçma sapan bir izahla muavinin beni sakinleştirme çabasıyla devam eden bir olay.
oturduğum koltuğun paralelinde oturan bir bayan yarım saat geçmeden baktım ayakkabılarını çıkarıp dizlerini kendine doğru çekerek koltuğa şirin mi şirin çorabıyla oturduğu yere basarak keyfine keyif katmak istedi.
düşündüm o an ya ben yapsam kadın döner bana bakar, ne kıro adam der.. biz erkeğiz biz yaparsak kıro görgüsüz oluruz o yaparsa şirin mi şirin olur.
herşeyi geçtim, dönüp bir de özgür kızım kimseyi umursamam takmam bakışı yok mu? muavine seslenmemle kesildi o bakışma.
- bakarmısın otobüste ayakkabı çıkarıp koltuğa basa basa oturmak serbestmi?
+yok abi olur mu öyle şey nerden çıkardın?
-o zaman yandaki hanımefendiye de dermisin bunu rahatsız oluyorum.
muavin yan koltuğa göz ucuyla bakıp;
+hımm.. ee.. şey.. abi nasıl diyeyim şimdi?
-ben derim sorun olacaksa senin için. belki kokuyor kardeşim. sadece erkeklerin mi ayakları kokar?
o esnada konuşmalarımızı duyan hanımefendi elindeki ahmet altan'ın aldatmak kitabını yana koyarak ukala bakışıyla nelere çattık der gibi toparlanıp ayakkabısını giyinmesiyle son bulan bir durum.
karşı cinsiyet için görmemişliğin, kabalığın göstergesi nasıl senin için ayrıcalıklı bir durum olur? herkes şapkasını önüne koyacak haddini bilecek.