var olan vatanın içinde, bölücülük yapıp başka bir vatan isteyenler, özgürlük savaşçısı* diye addediliyorsa ve bu ülkede 17 yaşında gencecik bir kız çocuğu, otobüse binip evine giderken, hayatında daha önce hiç görmediği bir adamın molotof kokteyli yüzünden yanıp kavruluyorsa ve buna da hiçbir allah'ın kulu burnu kırılan bir bölücülük timsali kadar önemsemiyorsa;
yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla;
Nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ...
başka bir faşist(!) attila ilhan ustadan gelsin;
türkiye
türkiye türkiye dağlarını duman almış
üzümler memleketi, tütünler memleketi
türkiye türkiye çok gülmüş çok ağlamış
sabırlı bağrı yanık insanlar memleketi
bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi
pehlivan dağlarında şafaklar büyümüş
ve o nehirler delirip gür gür gelirler
bir şarkı gibi dağdan denize yürümüş
sen türkiye"sin sağdıcım kirvem türkiye
insanların insanların ah senin insanların
morca gözlerinden öpsem namuslu gözlerinden
asiye"m işveli hatice fistanı dal işlemeli
sen kırk köyün içinde şanlı zeyneb"im
şabanı vurdular yirmi yaşında, köprü başında
gel yılmaz mahmud"um gel bilaloğlan
arabamın atları, deh deh deh aman da
ha burası karadeniz gemiler yatar limanda
deryalar aslanı şems-i bahrî kamil reis
bu insanlar senden gelir sana gider
tarlaya savrulmuş buğday gibi türkiye