--spoiler--
Bilinmeyen ve çoğul yalnızlıkların esiri olan insanların, siyahlığıydı binlerce damla...
Mahkûmu olduğu, acımasız kırıkların gökyüzünü ağlattığı o damlalar...
Gece yarısı yastığın kenarındaki o masum ıslaklıklar..
Dalıp gitmelerin vermiş olduğu imkânsızlıkların süzülüp gitmesi yıllarından ve sahip çıkamamak dünlere...
Yarınlara dair ne varsa akıtmak dünlerde...
Gözlerin ıssızlığı ve o sessizlikte bulamamak yarınları...
Kaybolan güvenini perçinleyen kirpikler, bir tek arasından geçirmiş yalnızlığı ve akıtmış damla damla o anıtlara...
Ağıtlar yakmış o uğurda, duyulmamış fakat yüreklere parmaklıklar inşa etmiş o acılarla...
Sonra yeni bir umutla yıkamak istemiş her adımı, yeni bir hayalle süslemek o yarınları...
Sıvamak istemiş damlaların o akıp gittiği yoldaki acıları...
Her acı diğer acıda bütünleşmiş... Kimse bulamamış damlaların yuva yaptığı o karanlıkları...
--spoiler--
bu cümleleri okuduktan sona kesinlikle almamaya karar verdiğim kitap. lisenin çok kitap okuyan ama sevdiği kıza açılamayan asosyal tiplerinin ders sırasında defterine karaladığı cümlelerden başka bir şey anımsatmadı bana bu cümleler.