ellerinde muhakkak takıntılı olduğu bir obje vardır.
sürekli hareket halindedir. hatta bazen aklı selim cevaplar verebilir. nasılsın sorusuna, iyi, sen? şeklide yanıtlayabilir. ama bilirsinizki akli dengesi normal değildir. birazdan karşı çamurun içine boylu boyuna uzanacaktır. huyudur o garibin. insanlar, ona bakmakla mükellef kişilere zahmet olmasın diye onu kollar gözetirler. yer içer dolaşır.
alakasız bir muhabbetin uzantısında, günün herhangi bir saati, birden ağzından öyle bir cümle dökülür ki bu delinin, kanınız donar. inanamazsınız. sanki o akıllı siz deliymişsiniz gibi bakar kalırsınız. böyledir köyün delileri. bu yüzden, bazen çaktırmadan yanına gidip bir sigara ikram edip dinlemek çok yakışıklı ve yerinde bir hareket olur.
bu anlatacağım da sadece ikimizin arasında kalsın;
bayram sabahı önüme gelen her teyze amca ile el öpüp bayramlaşırken, köyün delisi mehmet ali'yi gördüm. belli ki şeker vermişler, yeni gömlek giydirmişler. keyfi yerinde. verilirse sigara da içiyor. koluna girdim anlayacağı türden şakalar yapıp güldürerek manzara seyredeceğimiz bi yere oturduk. bunuda yanıma oturttum. ben yaktım bi sigara. paketi cebime koyarken "hıı" dedi. baktım sigara istiyor. yaktığımı ona verdim ben kendime bi tane daha yaktım.
bu uzaklara bakarak, sessiz şekilde, delilik yapmadan daldı giti. sigara içiyor, uzakları seyrediyor. biraz bunu izledikten sonra elimi omzuna attım. sanki aklı başında bir arkadaşa, büyüğe konuşur gibi başladım dertleşmeye. anlattım, anlattıkça ses tonum, mimik ve jestlerim yükseldi alçaldı. ara sıra yüzüme bakarak dinledi. sigarası bitti izmariti atmadı. onunla oynarken dinledi. tabi bu arada bende deşarj olmanın verdiği rahatlık, ve konuştuğum kişinin "deli" olması hasebi ile içten içe bir tebessüm ediyordum ki, bana bakmadan;
+ goyuvu, su aka yolugu bulu. (boşver, sıkma canını. su akar yolunu bulur. (şive))
- ...?!