türkiye'nin ihracatını arttırmaya yönelik hareketlerinin arttırılması gerektiğini bir kez daha kanıtlayan durum.
ithalat, ihracattan fazla olduğu sürece bu böyle katlanarak devam edecektir. hedef, ihracatın ithalatın önüne geçebilmesidir ama biz, ülke olarak henüz ihracat ile ithalat dengesini bile tutturamıyoruz ne yazık ki.
bir diğer konu ise türkiye'nin dış borç konusunda dünya sıralamasındaki yeri. bu, açıkçası çok da mühim bir mevzu değil bence. "abd 1. sırada ohyş", "oo ingilizlere, almanlara da koymuşuz yeah" diye sevinmedim açıkçası. sonuçta, onlar dünyanın kabadayıları. her şeyin ucu onlarda. dolayısıyla, türkiye sıralamadaki yerine bakıp "oo ama dünyada iyiyiz yaa iyi iyi" diyeceğine iç işlerine bakıp, kendi yaralarını sarmaya yönelmeli. elalemin borcu bizi alakadar etmiyor. her koyun kendi bacağından asılır. sonuçta sen 3.500.000 milyon işsizinle, gittikçe düşen ihracat rakamlarınla 270 küsür milyar dolar dış borç yapmışsın. başka ülkelerden banane, benim ülkem ne hale gelmiş. millet aç, işsiz ve umutsuz. birileri de hala ekonomik olarak büyüdüğümüzü söyleyerek bize masal anlatsın. al sana ekonomik büyüme..