bir galatasaraylı olarak gözümde çarşı'dan, gfb'den, kfy'den farkı kalmamış, iyiden iyiye ayağa düşmüş taraftar oluşumu.
geçen sezon eski açık kombinemi bu adamlar yüzünden yakmış, maça gitmeye tövbe etmiş birisi olarak derdimi anlatamadım, sanırım diyarbakırspor maçı sayesinde bu sezon ak göt kara göt çıktı meydana. en büyük savunması "biz hep tribündeyiz, her maça gideriz" olan bu rezil oluşumun stad içinde yaşattığı terörü görmek için ali sami yen koridorlarında şöyle bir gezmek yeterlidir.
şimdi çok tepki gelecek eminim ama kendi taraftarına "galatasaraylılık" öğretmeye çalışarak değil, rakip taraftarlara "galatasaraylılığı" göstererek adam olunur. kendi kaptanını ıslıklayarak değil, rakip takımın ataklarını ıslıkla bozarak taraftar olunur. her maçta tribünden saçma salak besteler söyleyip güm güm davul çalarak değil organize biçimde sahaya hakim olarak takım desteklenir.
stadta gürültü yaparak başarılı olunsa beşiktaş avrupa'da final oynardı. oturarak maç izlemek taraftarlık değilse avrupa'nın en baskıcı taraftarı ingilizler olmazdı!
ona buna laf sokacağınıza bu tribünleri nasıl çapulcu yuvasına dönüştürdüğünüze bir bakın...