sınava arkadaşlarla çalışmak

entry27 galeri
    9.
  1. sınava arkadaşla çalışmak, kulağıma ilk başta eski bir zamandan mitolojik bir yaratığı getirdi nedendir, bilmem?

    Lise 1 yılları, sessiz sakin geçen ilk dönemin ardından fırtına gibi, yazılı sınav yağmuruna tutulduk... tabi bu sınavlarda bir hayli zor. ilk dönemin kopya facialarının ardından hocalar ''görürsünüz siz .mınısiktiklerim'' diyerek, kazık gibi soru hazırlıyorlar. sınav günleri gelip çatıyor bizim elde avuçta notlarımızın toplamı bir türlü, iki elin parmaklarını geçmiyor. durumun vehametinden sonra arkadaşlarla toplanıp, en önemli yazılı olan ingilizce yazılsına çalışmaya karar verdik-tabi o zaman, ingilizce 10 saat az küfretmedip o dersi 10 saat yapan insana her kimse arık...- ilk yazılının 0-5 arası olduğundan, herkesin götü ayrı bir tutuşuyor. herkeste ayrı bir sınav kaygası, ayrı bir okulda kalma korkusu hep beraber bir eve toplandık (ev sakinleride 3 geceliğine akrabalarının yanındalar.)

    Neyse, eve toplandık çalışmaya başladık ama ne çalışma! gözlerimi dünya'ya açtığımdan beri hayatım boyunca yaptığım tek nadir çalışmalardan biridir, o derece çalışma özürlü birisiyim. Çalışmaya başlanınca tabi televizyon, radyo, mp3, pc, gibi tüm elektronik aletlerin fişlerini söküp gizlice sakladım yani kimse bu ders ortamından kaytarıcak harekette bulunamayacak.

    saatler geçiyor biz hala ingilizcenin 'ı, you, he, she ...'' kelimeleriyle uğraşıyoruz. 'are' hangisi ile kullanılır, 'was' ne zaman gelir. tartışıp duruyoruz ama o an az mı küfrettim kendime derste hocanın anlattıklarını dinlememenin cezasını ilk defa o zaman anladım. saat gece yarısına gelmişti hala bizler inekler gibi çalışıyoduk. ama bazılarımızda disipsiz hareketler çoktan baş göstermeye başlamıştı. yavaş yavaş alttan alttan osurmalar, geğirmeler, esnemeler ortamın havası iyice vıcık vıcık olmuştu. kimden çıktığı belirsiz gazlar havada gözleri kapalı birbirleriyle sevişiyorlardı. herkesin gözleri mayışmış zorla kitapların satırlarına bakıyorlardı. uykuya dalmışım... birden gözlerimi yavaşca kaldırdım birde ne göreyim. tüm herkes tuvaletin kapısında toplanmış sıra ile tuvalete girip çıkıyorlar. ellerindede büyük bir kavanozun içinde gezinen beyazımsı sıvı var o an ''döl'' diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. evet kavanozun içindeki döldü tüm herkes sırayla girip çıkıyor o kavanozu doldurmaya çalışıyordu. amaçlarıda büyük ihtimal onu bana içirmekti, önce içimden gözlerimi açtığım için baya bir dua ettikden sonra yavaşca tekrar gözlerimi kapadım... ibneler yavaş yavaş yanıma yaklaştılar en başlarında bulunan kamil'den ''sesssiz olun'' çağrısı kavanozun kapağından sperm hücrelerinin arasında yankı bulduktan sonra kulağıma yavaşca ulaşıyordu.

    meğer ibneler tüm gece hiç ders çalışmamışlar kağıtlardan birbirlerine mesaj yazarak bana bir oyun hazırlamışlar. ama artık oyunlarını bozabilirdim. kamil kavanozu yavaşca başımın üzerine getirdi tam o sırada öküz, aslan, ve odun karışımı bir sesle bağırarak ayağa fırladım. ve hepsi birden korkudan kaçıştılar...
    0 ...