1] o diziyi yayınlayan, filmine sponsor olan, gazetende çarşaf çarşaf reklam eden, sana da maaşını veren aynı patron değil miydi?
2] ateş topunu babam mı gönderdi?
--0--
üzücüdür ki, (#779587) numaralı entry ile polemik konusu olmuş bu yazdıklarım.
1] nuh tufan, "Yazarlar çalıştığı gazetenin patronunun dalkavuğu olmalıdır, patron ne derse, neyi uygun görürse onu söylemeledir. Doğru olan budur, bunu yapmamak olumsuz eleştirileek bir hareketdir." gibi bir şey kastetmemiştir. aksine, bekir coşkun'un samimiyetini sorgulamış, eğer bekir coşkun patronunun dalkavuğu değilse, patronunun uygun gördüklerinden gayrısını yazabilen bir adamsa; kurtlar vadisi gibi bir dizi hakkında önce "öyle bir dizi bizim kanallarımızda yayınlanmadığı için çok mutluyum" dedikten sonra rekor transfer ücretiyle diziyi kanal d için satın alan, hürriyet'te, milliyet'te, radikal'de, gözcü'de sayfa sayfa reklamını yapan, dizinin bir sinema filmi yapılmasına bizatihi sponsor olan kendi patronu aydın doğan'ı da eleştirmesi gerektiğini belirtmiştir. bekir coşkun gerçekten sivri dilliyse, gerçekten kıvrak bir kaleme sahipse, buyursun bu "manyak makinesi"nin çalışmasına teknik-maddi-manevi destek sağlayan aydın doğan'ı tenkit etsin de görelim.
2] bu yazdıklarımdan kurtlar vadisi'ne ya da polat'a özendiğim anlamı çıkıyorsa, iki gün sonra cnbc-e'yi ve dizilerini tenkit ettiğimde de smallville'e ve lex luther'a özendiğim sonucu çıkarılacak demektir.
3] son 25 yılda hiçbir gün "dolu" bir insan olduğumu iddia etmedim.
[sadece "o diziyi yayınlayan, filmine sponsor olan, gazetende çarşaf çarşaf reklam eden, sana da maaşını veren aynı patron değil miydi?" gibi bir cümle için bu kadar tafsilat gerekeceğini hiç tahmin etmezdim.]