insanları sıcakkanlılıklarıyla bilinirken, son yıllarda iyice zıvanadan çıkmış ülke. kendimi buna alıştırarak ve tüm norveçlilerin sıcakkanlı, yardımsever oldukları düşüncesiyle hareket ederek yaşadım hep. bir norveçli bacıya "selam yav bi bakar mısın?" dediğimde ağız dolusu gülümsemesiyle "nasıl yardımcı olabilirim?" demesini bekledim. ama öyle mi oldu? yoo dostum yoo, pis pis baktı, üzerine güldü, bir de götünü döndü. gitmek için yani.
sonra bir iş için upuzun bir mail attım bir tanıdığıma. benim için önemli bir işti. cevap gelmeyince sıkboğaz etmek istemedim, kendisi eşinden yeni ayrılmıştı, kendi problemlerimle uğraştırmak istemedim. başka bir durum için yeniden ulaştım kendisine. "ha hacım bi mail atmıştım da cevap vermedin, ne ayak?" dedim. "çok uzundu abi üşendim" dedi. evet lan evet, çok uzundu, üşendim dedi! oturup saydım sözlük, 33 satır lan!
daha sonra, yaşıtlarımın arasına daldım. iri yapılı, sarı kafalı ve bir o kadar da kırmızı yanaklıydılar. hani türkler böyle olsaydı kendimi burada rahat hissedemezdim, devamlı bir çekinme, "lan bunlar bana bakıp aralarında ben bunu döverim muhabbeti yapıyolardır" düşüncesi olurdu. bu elemanlar öyle değiller. rambo gibi olsalar da mülayimler. ama sıcakkanlı falan değiller arkadaş, buz gibiler. muhabbet esnasında gülmezler, hiçbir sıkıntıları yoktur ama ot gibidirler. lan arkadaş, öyle güzel eğitim sistemin var, yerin belli yurdun belli, okulu bitirip iş sahibi oluyor, annenin evinde yaşamaya devam ediyorsun. göç sorunun yok, trafiğin yok...
hani türkiye'de "abi şu iş olsun yurtdışına kaçıcam amına koyim" deriz ya. veya ne bileyim, istanbul'a, izmir'e. bunun hayalini kurarız ergen olarak. adamlarda öyle bir sıkıntı yok. en boktan şehirleri, hayalini kurduğumuz en güzel yerden biraz daha güzel lan. nehir mi istersin, dağ mı istersin, sessizlik mi istersin, gece hayatı mı istersin, affedersin yarrak mı istersin, hepsini her yerinde bulabiliyorsun norveç'in.
ama adamlarda bir yavşaklık, bir yavaşlık, bir mutsuzluk var. özellikle ergenlikten çıkmaya yüz tutmuş elemanlar, norveç'in en gıcık tipleri. yaşlıları ve yetişkinleri gerçekten sevimli, yüzlerine baktığınızda dahi ibnece sırıtabiliyorlar. çocukları zaten dünyadaki en şirin yaratıklar. ama bazıları keraneden çıkmış gibi küfrediyor. olsun, çocuktur deyip geçiyoruz.
üzülüyorum arkadaş. evet evet, total futbolmuş, kapitalizmmiş... yıktı, bitirdi ulan norveç insanını. zamanında el kremini sizden esirgemeyen, "ateist ve tanrı misafiriyim, yemek verin piçler" dediğiniz vakit önünüze bir tas çorba koyan bu insanlar, şimdi en az diğerleri kadar soğuklar. evet bu bir ulusal sorundur. büyük bir problemdir. "soğuk kuzeyin sıcak insanları" olarak bilinen bu halkın soğuk olması kabul edilemez.
ben artık tüm norveç'in incici olduğundan şüphelenmeye başladım arkadaş. ne bir muhabbet, ne bir hareket...
herkeste bir "özet geç piç"çilik, anlamıyorum...
ps: "inci'de hareket ve muhabbet yok" demeye getirmişim lafı ama öyle değil aslında, anladınız ne demek istediğimi. dikkat çekmek istediğim nokta özetgeçpiççilik idi.