Nisan saldırıyor üzerime sevgilim.
Nisan çalıyor bütün sözcüklerimi.Yüzünde parlayan güneş bir anda kaçıp,yaşlar boşalıyor gözlerinden.Ben Nisan şaşkınlığında yitiriyorum öykünün geri kalan kısmını...
Nasıl bitiyordu?
iyiler nereye gittiler?
Kadınlar ve çocuklar nasıl kurtulacaklar?
Bir yağmur böylesine nasıl savurabilir insanı?Yağmur değil sevgilim, gözlerinden aktığımdan bu yana darmadağın üstüm başım.Saçlarında biriken kelebek kanatlarınıtalan ettiklerinden bu yana utanç kemiriyor kalbimi.Saçlarını işgal ettiklerinde kaçtığım sokaklarda düşürdüm şahdamarımı.
Şimdi yaşamak, ucuz ekmek kuyruğunda bekleyen bir genç kızın saklamaya çalıştığı yüzüdür!
Şimdi yaşamak,bebeğini terkeden bir kadınıngöğüslerinden akan hüzündür!
Nisan yığılıyor üzerime sevgilim...
Ansızın yağan bir yağmurun, avuçlarından düşen ölü kuşları topluyorum sokak aralarında.Hiç bu kadar kimsesiz olmamıştım.Hiç bu kadar sensizlik akmamıştı damarlarımda.Böylesi bir yoksulluğa düşüşüm ilk kez...
Buralardan git istersen Nisan yüzlü sevgilim.istersen buralardan git.Sana söyleyecek hiç bir şeyim kalmadı.Kaçamak sözlerle gizliyorum utancımı.Kimsesizliğimi kalabalık cümlelerde saklıyorum.Saçlarını işgal ettiklerinden beri yürümüyorum bu sokaklarda.Ölü savaşçıların cesaretinden merhamet dileniyorum.
istersen git ve cesur kalbin ovalarında yürü.cesur bir kalbin sabah rüzgarında saçların dağılsın...
Sana gözlerimde izi kalan son hayallerini vereceğim!
Sana parmak uçlarımda kalan son duamı vereceğim!
Sana kirpiklerimde takılı son bakışlarını vereceğim!
istersen git... ve ben bir Nisan gecesinin acımasızlığında ,asla baştan sona söyleyemediğim bir dağ türküsünün güftelerine bırakayım kendimi.
Nisan yüzlü sevgilim...
Ben bir çay bardağına sığınıyorum şimdilerde...Kahve de oturan yaşlı adamın filtresiz sigarasından yükselen dumana sığınıyorum.Caddenin kenarında bekleşen amelelerin dirsekleri aşınmış berbat renkli ceketlerine mesela...Böylesi küçük, böylesi gözden uzak şeylere sığınıyorum anlayacağın.Savrulan hayatların , kimselerin görmediği küçük ayrıntılarına. Gösterişsiz yaşam öykülerinin korunaklı yalnızlığına bırakıyorum kendimi...
Konuşmak yaralarımı acıtıyor.
Konuşmak bir ip gibi boynuma dolanıyor.Dilim dolanıyor bu sıralar.Sana söyleyecek bir şeyim kalmadı...
Aylardan NiSAN...
Dışarda deli gibi bir yağmur,hazırlıksız yakalıyor herkesi.
Beklenmedik bir rüzgar sürüklüyor ne varsa önünde.
Ben bir rüzgarda sürükleniyorum.
Konuşmak yoruyor...
Dışarda yağmur var ve gitmek için iyi bir gün.
Yağmur var ve her şeyi gizlemek için iyi bir gün.
Nisan üzerime yığılıyor sevgilim.
Ben...
Veda etmeye çalışıyorum...
Hepsi bu...