o güne kadar tarih derslerinde ermeniler yalancıdır,ihanet etmişlerdir,şudur budur diye beyniniz doldurulmuştur.ermenilere tuhaf bir soğukluk duyarsınız.babanızın en yakın arkadaşı reis'tir,ermeni diyince küplere biner,haberlerde ermeni soykırım yalanı adı altında birşeyler dolanır,kafanız karışır,daha 13 yaşınızdasınızdır.babanıza sorarsınız,baba biz hangi ırktanız,nedir bu soykırım diye,'zamanı gelince' der.nihayet yıllar yıllar geçer,anadolunun eskiden ermenilerle kaynadığı bir ilçede doğmuşsunuzdur zaten,başlarsınız araştırmaya,dedenizin ağzından laf almaya uğraşırsınız,ve dedenin ağzından kaçar bir cümle ''talastaki evimizin yanındaki ermeni evi bizimdi..boşaltmak zorunda kaldık,sonra başkası satın aldı o evi..".kafanız daha çok karışır,ama aslında parçalar yerine oturmaktadır.sonra dede torununun birşeyleri sezdiğini fark eder ve,"soykırım oldu aslında,talas'ı 24 saat içinde boşaltın dediler ermenilere,inkar ediyorlar şimdi.." der,sonra araştırırsınız antropolojik özelliklerinizi,kafatasınızı filan,ermeni ırkına uymaktadır kemik yapınız,geçmişe bakarsınız,azıcık "objektif tarih" e göz atarsınız,ailenizin müslümanlaşmış ve türkler içinde kamufle olmak için soyadını değiştirmiş ermeniler olduğunu anlarsınız.soyunuzun,sırf bu vatanı terk etmemek için kendi benliğinden vazgeçen fedakar insanlar olduğu gerçeği yüzünüze çarpar tokat gibi..
