1954 yılında çekilen rıhtımlar üzerinde filmi 8 dalda oscar kazanmıştı.
film, marlon brondo'nun canlandırdığı terry malloy'un başından geçenleri konu ediyordu. eski boksör terry, new york'un rıhtım bölgesinde ağabeyi charley için ufak tefek işler yaparak yaşamını sürdüren bir gençti.
ağabey charley ise, rıhtımdaki sendikanın başında bulunan, kendi menfaatinden başka bir $ey düşünmeyen, parasını da cinayet ve dolandırıcılıkla kazanan johnny friendly için çalışıyordu.
rıhtımda tüm çalışanlarca bilinen bazı kurallar vardı.
birinci kural gerçekçiydi : johnny friendly için çalışıyor ve onunla iyi geçiniyorsanız, rıhtımdaki bütün iyi işleri siz alır, az iş yapıp çok para kazanabilirdiniz.
ikinci kural ise son derece basitti : friendly7le anlaşamıyorsanız iş bulamazsınız ...
üçüncü kural ise gayet kesindi : bu sendika üyelerinin yasadışı işlerini başkalarına, mesela polise ihbar ederseniz hayatla ilişkiniz kesilirdi.
marlon brondo, yani terry, bir gün bilmeden ağabeyi charley ve patronu friendly tarafından, bir adamın öldürülmesine alet edildikten ve kurbanın kız kardeşine aşık olduktan sonra, kendi hayatını sorgulamaya, rıhtımda çalışan insanların yaşam şartları üzerinde düşünmeye başlar. mahallenin rahibesiyle konuşurken ona " eğer friendly ve adamlarını ele verirsem hayatımın hiçbir değeri kalmaz " diye yakınır. rahip barry de ona yaşamını değiştirecek sihirli cümleyi söyler " eğer ele vermezsen ruhunun ne değeri kalır ? "
ve terry tahmin edileceği gibi polise gidip tüm bildiklerini anlatır.
burada biraz duralım ve filmin senaryosuna yansıyan gerçek yaşamla ilgili bir saptama yapalım :
yönetmen elia kazan, filmi çektiği 1954'ten iki yıl önce, amerika'daki mccarthy soruşturmaları sırasanda, amerikan aleyhtarı etkinlikler soruşturma komisyonu'nun (huaac) karşısına çıkmış ve komünist olan meslektaşlarını ihbar etmişti.
işin özünde elia kazan, rıhtımlar üzerinde filminde, bu hareketinin sebebini açıklamaya çalışıyordu. kendi tutumunun özeleştirisini filmin kahramanı terry'nin davranışında gösteriyordu. yani yönetmen kazan, arkadaşlarını ruhunu kurtarmak için ele vermişti.
dipnot : aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra, 1999 yılı oscar töreninde elia kazan'a " onur ödülü " verildi. 90 yaşına merdiven dayamış yönetmen sahneye çıktığında salonda bulunanların yarısı ayağa kalkmayarak ve alkışlamayarak onu hala affetmediklerini belli ettiler. filmin çekimlerinin bitmesinden sonra elia kazan'ı bir daha görmeyen marlon brondo ise törene gelmemişti !
sayfa 53, 54.