biri can baba, diğeri can babanın babası. biri cumhuriyetin asi cocuğu, digeri cuhuriyetin ve asi cocuğun babası. ikisi de çok iyi eğitimli. biri şair ama en önemlisi hayat üstadı, diğeri cumhuriyetin en önemli milli eğitim bakanı. aslında ne kadar zıt görünseler de o kadar benzerler birbirlerine baba oğul ne kadar ayrı düşseler de birlikteler...
babasına şöyle seslenir can baba:
hasan ali'ye;
bu sabah uyanırken tam
karşıma çıktın
kara karaydı gözlerinin akları
dargın mıyız yoksa?
sana üryani eriği hoşafı yaptım
yanına domatesli pilav, yemedin
dargın mıyız yoksa?
her bahar erguvanlar içinde yaşardık
bu bahar erguvan görmedim desem yeri
dargın mıyız yoksa?
durdun öyle karşımda, mahzun
bana çok uzaklardan baktın
dargın mıyız yoksa?