kaybetme korkusu, rutine dönüşmüş alışkanlıklardan kopma, mevki, maddiyat, eş dost sevgili daha güzel bir söyleyişle belki aşık olunan kadını yahut adamı elinden kaçırma yaşarken ya da dünya denen tiyatro sahnesinden rolünü oynayıp çekilmesi sonucunda, birde en nihayetinde sizin göç ederek bunların hepsine birden eğer sahipseniz veda etmek zorunda olduğunuz acı durum sanrısı.
fazla tarihsel gelişimini kurcalamadan ama dinin beslendiği en büyük kaynağında bu olduğunu es geçmeden biraz açalım efendim hazır bu dönemde fazla dini içerikli entry girilmez vede ateist agnogtist veya dinci diye insanlar yaftalanmazken.
etrafımız çok değil şöyle bir göz gezdirsek eski alışkanlıktır efendim internetten gazete okumaya başlamadan evvel bendenizin 3. sayfa haberlerinde rasgeldiği çoğu insanlık vahşetinin işlendiği genelinin kıskançlık krizi kaybetme korkusundan beslendiği bu haberlerden tutunda cinayetleri bir kenara bırakırsak , kadınların uğradığı zulümler kendine güveni olmayan erkekler tarafından daha geniş baktığımızda yalanın, dolanın, ihaneti insana yaptırtan kişinin ego yani özbenliğine yenik düşmesi sonucu olan, belki de bir mevkideki üstün bir konum belki bir arkadaş çevresi ama ne olursa olsun bu dünya üzerindeki en azından zilyon kişi için önemli bir kavramdır kaybetmek korkusu.
bazı durumlarda kendine güvenmemenin, en uç noktada ise belki de insanların çaresiz kaldığı demek daha doğru olabilir halen ölümsüzlüğe çözüm bulmak için pek bir çalışma yapmaya başlamamış ve her saniyesi geriye doğru akan benim ve ve bu yazıyı okuyan senin neden burda yani dünyada olduğumuzu anlamaya çalışırken oyalanmak ve anlıyacağımız güne ulaşıncaya kadar oyalanmaya çalışan bizlerin bu sahneden düşme ve yokolma korkusudur seyirciler için eğer ki tek perde oynanan bir oyunun bilinen tek sahnesi ise ve bu da en büyüğüdür kaybetme korkusunun çoğu insan için çünkü sizin için herşey biter sahip olduğunuz herşey aslında hiçbirşeye dönüşecektir yaşadığınız ihanenetler, küslükleri bundan 100 yıl sonra kimse hatırlamıcaktır eğer sıradan standart yaşantısı olan biriyseniz ve çoğu insan bu korkuyu yenmenin yolunu iki yolda bulur.
bunlardan ilki dine sığınmak yani hayatın devam edecek olması sonsuzluk kavramının hoşa gitmesi herşeyin farklı bir surette devam ediyor olacağı yani sahip olduğu herşeyin kısmen hiçbirşeye dönüşeceğinin, yanında sevgi ve özbenliğinide sürükleyip götürelebileceği bir yer olduğunu düşünmenin verdiği huzur çoğu insanı bu korkuyla başetmesine imkan tanır. dinlerin ortaya ilk başta çıkış mekanizması tam olarak bu olmasa da sonradan destekçi çekmesi bunun sayesindedir. kişisel olarak konuştuğum inanan bu haliyle dine bir kaç farklı milletten ve dinden bu konuları konuşmakta sorun görmeyen, düşünebilen ve karşıt görüşe saygısı olan insanların hepsinde gördüğüm tek şey ölümden denen belirsiz kavramdan korkmak değildi tam olarak sahip olduklarını kaybetmek ve sonsuzluğun içinde adsız birer moleküle dönüşmekti. hepsinin nedeni de farklıydı ama tek ortak noktaları ellerinden birşey kayıp gitcekti.
