ilkokul öğretmeninin çeşitli nedenlerle insanın aklına kazınmasına sebep olan detaylardır..
ilkokulda yaklaşık 10 a yakın öğretmen değiştirdim fakat en unutulmazı 1. sınıf öğretmenimdi. kendisini unutulmaz kılan detay ise şudur; okula yeni başlamış bi çocuğum, annemden yeni ayrılmış olmanın garip bir güvensizliği var ve bana anne kadar sıcak davranan bir bayana öğretmenim diyorum neler olduğunu anlayamadan.. her neyse gel zaman git zaman, alışıyorum okula tabii.. 2.sınıfa geçtikten sonra günün birinde ders ortasında kapı çalınıyor, içeri okul müdürü, müdür yardımcısı ve daha önce bayrak törenlerinde hiç görmediğim 2 kişi daha içeri giriyor( bir erkek bir bayan)..
en önde oturmam dolayısıyla içeri girenler öğretmenle neler konuştuğunu duyabilmişimdir o zaman.
müdür: iyi dersler hocam, dersinizi böldüğümüz için özür diliyoruz öncelikle. ama milli eğitimden gelen arkadaşlarımız var ve sizle görüşmek istediklerini söylediler.
öğretmenim: tabii ki hocam, ne hakkında ?
bay a: hocam, neden burada olduğumuzu az çok tahmin ediyorsunuzdur.. görüldüğü üzere şu anda bir kamu alanındasınız ve başörtülü olarak bu alana girmiş bulunuyorsunuz. bildiğiniz gibi bu kanuna aykırı bişey. ve şu andan itibaren başörtüsünü çıkarmazsanız hakkınızda tutanak tutmak zorunda kalacağız.
öğretmenim: evet farkındayım. ama başörtümü çıkarmayı düşünmüyorum. sanıyorum tutanak tutmak zorunda kalacaksınız..
bayan b: demek başınızı açmamakta ısrar ediyorsunuz ?
öğretmenim: evet, bu yüzden de işimden olacaksam eğer hiç bişey diyemem. işimi bırakmaya hazırım. rapor yazabilirsiniz
bayan b: peki o zaman, öğrencilerinizle son günleriniz, onlara iyi bakınız..
(diyalog tamamen bu şekilde değildi tabi, az buçuk hatırlıyorum üzerinden 11-12 yıl geçmiş.. kaba taslak böyle şeyler konuşmuşlardı ama..)
ve aradan 1 hafta geçmeden, öğretmenin okulla olan ilişiği kesildi.. adamlar ve kadın sınıftan sınıftan çıkınca diyaloğa şahit olan 2-3 arkadaş gidip hocayla yalvarırcasına konuştuk, hocam okula girene kadar kapalı gelin, içeri girince açarsınız başınızı, biz sizsiz naparız diye.. ama kâr etmedi tabi.. dedim ya 1 hafta geçmeden hoca veda etti bize, gitti.. ve aklımda en çok yer eden şeylerden biri, hocayla konuşmaya giden 2-3 arkadaştık demiştim ya, orda bize söylediği şey şuydu biz sizsiz yapamayız dedikten sonra, yapmayın çocuklar, ben gidersem eğer hiç bırakmayın kendinizi, alışırsınız yeni öğretmeninize.. ben size güveniyorum.. başarılı olacaksınız ve en yüksek yerlere geleceksiniz siz.. siz bu ülke için en güzel şeyleri yapacaksınız.. şu anda hukuk okuyorum ama elini sallasan 50 tane hukukçu var artık.. layık olamadım sanki öğretmenimin güvenine, söylediklerine..
aklıma kazınan böyle bir öğretmenim var evet.. başörtüsünü savunduğum yok, öğretmenimi bu yüzden aldılar görevinden, ne biçim anayasa filan dediğim yok ki anayasa hukuku dersi görüyorum şu anda, böyle bişey demenin bi mantığı olmadığını öğreniyorum. ama böyle bir öğretmenim var işte.. acaip üzülmüştüm, her hatırladığımda üzülürüm..