Yeni bir infaz politikasıdır: Tecrit içinde tecrit
Hak ihlalleri ve işkence ile gündeme gelen Kırıklar F Tipi Cezaevinde sorunlar artıyor. Sayım adı altında hücre baskınları yapılıyor. Disiplin cezaları sayılacak gibi değil. Dünya ile bağları kesilmek istenen mahpusların aileleri de cezalandırılıyor. iHD izmir Şube Başkanı, Kırıklar F Tipinde yeni müdür ile birlikte uygulamaya sokulan konsepti anlatıyor:
"Hayata Dönüş Operasyonu" ile uygulamaya konulan F tipi cezaevleri, artan hak ihlalleri ile 10 yılda gündemden hiç düşmedi. Kapasite üzerinde tutuklu veya hükümlünün ikamet ettiği cezaevlerinde tecrit ile infaz politikası iç içe. Kırıklar F Tipi Cezaevi’ne yeni atanan müdür ile gerginlik arttı. Tutuklu ve hükümlüler sık sık hak ihlallarıne maruz kalıyor.
Öyle ki yaşanan hak ihlalleri, F tiplerinin insan hakları kuruluşlarının eleştiri konusu olan fiziki koşullarını unutturdu. Artık, 8 metrekarelik beyaz hücrenin bir insanda yaratacağı travma değil, uygulanan disiplin cezaları ve şiddet olayları tartışılıyor. 10 yılda dışarı alıştırıldı, şimdi sıra yeniden tutuklu ve hükümlülerde.
DÜŞÜNSEL ÖZGÜRLÜK BiLE ÇALINIYOR
Kırıklar 1 ve 2 No’lu Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini insan Hakları Derneği izmir Şube Başkanı Avukat Nezehat Paşa Bayraktar ile konuştuk. Av. Paşa, infaz politikasının artık tedbir amacından çok kısıtlamaya ve tecridin uygulanmasına dönüştüğünü söyledi. ETHA muhabirine konuşan iHD Şube Başkanı, "F tipleri bu ülkenin infaz politikası" dedi, cezaevlerinde yaşanan sorunları iki döneme ayırdı. 19 Aralık 2000de mahpusların F tipine götürüldüğü dönemki hak ihlalleri ile bugün yaşananların farklı olduğuna işaret eren Paşa, "Cezaevlerinde sürekli problemler oluyordu ancak F tipleri ile başlayan ayrı bir infaz politikasından kaynaklı şimdi farklı problemler mevcut" dedi.
Paşa, F tipi sisteminin insan sağlığı üzerinde ciddi tahribatlar yarattığını ifade etti. Gözlemlerini, "Mutlak olarak bir yıl ve üzeri kalanlarda görme bozukluğu ve işitme bozukluğu oluşuyor. iHD’ye yapılan başvurular, doktorların ifade ettiği bu bilimsel olguları doğruluyor. F tipleriyle birlikte mahpuslarda ciddi sağlık problemleri açığa çıktı" şeklinde aktardı.
Avukat Paşa, F tipi hücreleri, "Sistem, fiziksel olarak egemenlik kurduğu mahpus üzerinde bir de düşünsel/düşsel dünyası üzerinde de egemenlik kurmaya çalışıyor" diye tanımladı. Çoğu sorunun bu uygulama anlayışından kaynaklandığını ifade eden Paşa şöyle dedi: "insan özgür bir varlıktır ama cezaevleri o özgürlüğü elinden alıyor. Sadece fiziksel özgürlükler değil, infaz yasası ve uygulamalarıyla insanın düşünsel özgürlüğü de esaret altında."
TESADÜF BiLE ENGELLENiYOR
iHD Şube Başkanı Paşa, cezaevi koşulları ile ilgili uluslararası standartlar olduğunu hatırlattı. "Mahkemenin verdiği ceza infazı, belirli bir yerde tutulmadır. Ekstra uygulamalarla insanların tecrit edilmemesi gerekiyor" diye belirtti. Paşa, Kırıklar 1 ve 2 No lu F tiplerinde üç kişilik hücrenin havalandırma çıkış saatlerinin dahi tecrit uygulamasına göre belirlenmesini örnek gösterdi. "Sohbet sınırlandırılıyor. Koridorda tesadüfen birbirlerini görmesinler diye mahpuslardan biri diğeri geçene kadar kapı arkasında bekletilebiliyor" bilgisini verdi.
Avukat Paşa, Kırıklar'da yaşanan farklı hak ihlallerini de aktardı, aksi yönde karar olmamasına rağmen bazı kitapların idare tarafından keyfi olarak tutuklu ve hükümlülere teslim edilmediğini söyledi. "Bu sadece cezaevi idaresinin kararı değil, genel infaz politikası bu şekilde. Cezaevi yetkililerinin kendi koydukları sözlü kurallar var. Mesela bir kitap üç cilt ise ilkini alıp diğerlerini almayabiliyorlar. Büyük bir keyfiyet yürüyor. Fiziksel tutulmanın dışında içerideki bireyin özgür olması genel bir kuraldır. Bu uygulanmıyor. Bunu bırakın, insana hayat zindan haline getiriliyor" diye konuştu.
GENELGE UYGULANMIYOR
iHD Şube Başkanı Paşa, keyfi uygulama örneklerine şöyle devam etti: "Genelgeye göre haftalık sohbet hakkının 10 saat olması gerekiyor ama uygulanmıyor. En son Ocak ayında 6 saat uygulandı. Eylül ayında gelen yeni müdür Ayhan Çapacı’nın hobi odalarında yapılan sohbet yerini açık görüş yapılan alanlara taşıması, bu hakkı fiziki olarak ortadan kaldırıyor. Hobi odalarının mimarisi lavabo ve tuvalet ihtiyaçları gözeterek inşa edilmiş. Ancak, açık görüş alanlarında bu ihtiyaç gözetilmemiş. Mahpusların gardiyan eşliğinde lavaboya giderken ve gelirken aramalardan geçmesi gibi dayatmalar sebebiyle sohbet hakkı engellenmiş durumda."
AiLELER DE CEZALANDIRILIYOR
Tutuklu ve hükümlülerin akrabaları ile haftada bir defa 10 dakikalık telefon görüşme hakkı da benzer uygulamalar ile ortadan kaldırılmış durumda. Paşa telefon görüşmeleri ile ilgili ise şu bilgiyi verdi: "Mahpuslar telefon hakkını, aileleri tarafından belgelenen telefon numaraları, ikametgâh ve nüfus kâğıdı ile belgeledikten sonra 1 hafta öncesinde hangi saatte kiminle görüşeceklerini yazılı başvuru ile belirtiyordu. Gardiyanların numarayı çevirdiği aramalarda diyelim ki yanlışlıkla çevrilen durumlarda "aradığınız numara yanlış" uyarısıyla karşılaşılıyordu. Yani telefon görüşmelerinde kimin kimlerle görüşeceği bu kadar sabitken şimdi tutuklu ve hükümlülere ad, soyad ve kiminle görüştüğü şeklinde tekmil vermesi, yine karşı tarafında aynı şekilde tekmil vermesi şartı getiriliyor. iki aydır hiçbir mahpus bu dayatma nedeni ile aileleri ile görüşemiyor. Özellikle aileleri şehir dışında yaşayan mahpusların aileleri telefon ya da mektupla iletişim kurabiliyorlar."
12 GÜNDE 40 SORUŞTURMA
Paşa, tutuklu ve hükümlülerin keyfi uygulamaları protesto etmek için attıkları sloganlar ve kapı vurma eylemlerinin iletişim ve görüş cezaları ile karşılık bulduğunu söyledi. Av. Paşa Bayraktar, "Gerginlik iki aydır sürüyor. Günde 3 kere kapı vurma protestosu yapılıyor, 12 gün içinde her bir kişi için 40 soruşturma açıldı. Verilen cezalar, mahpusların dışarıyla iletişimini, neredeyse tamamen ortadan kaldırmaya dönük. Şuana kadar verilen cezalar ile mahpusun 2010 boyunca iletişim hakkını engellemiş durumda" şeklinde belirtti.
Avukat Paşa, cezaevinde yaşanan keyfi uygulamaların duyulmasının da engellendiğine işaret etti. Tutuklu ve hükümlülerin cezaevi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmak için avukatlarına gönderdiği dilekçelere el konulduğunu hatırlattı. Paşa, "Hukuk dışı bir durum sürüyor. Avukata gönderilen fakslar okunamaz ve bunlara el konulamaz. Başvuru idare hakkında suç duyurusu içeriyorsa, özellikle savcılığa, bakanlığa ulaştırılmalı, ulaştırılmıyorsa neden el konulduğuna dair yazı verilmesi gerekir" bilgisini verdi.
SAĞLIK HAKKI ENGELLENiYOR
F tipinde hasta tutuklu ve hükümlülerin sorunlarına da dikkat çeken Paşa, jandarmanın eşlik etmesi ve muayene sırasında kelepçelerinin yasalara rağmen açılmaması nedeniyle tedavilerin engellendiğini kaydetti.
iHD Şube Başkanı, cezaevinde dağıtılan yemeklerde de sorun olduğunu söyledi. Hijyenik koşullarda yapılmadığına dair sıkça başvurular aldıklarını belirtti. Avukat Paşa, "Mahpuslar defalarca yemekten böcek çıktığını tutanak tutarak ifadeye başvurmuşlar, ancak herhangi bir değişiklik yok. Sağlıklı beslenme hakları göz önünde bulundurulmuyor" dedi.
HÜCRE BASKINLARI BAŞLADI
Paşa Kırıklar F Tipi ile ilgili anlatımına şöyle devam etti: "Arama sıralarında belli belirsiz saatlerde infaz koruma memurları baskın yaparak sayım adı altında aramalar yapılıyor. Çöplerin yere dökülerek arama yapıldığına dair başvurular alıyoruz. Ciddi yönde kaygımız var. Çünkü odalarda şiddet kullanılarak aramalar yapılıyor. Örneğin, intihar ettiği söylenen Mehmet Kılınç olayında çelişkili durumlar var. Yıllar önceki cezaevi anıları bizleri kaygılandırıyor. işkence ve kötü muamelenin tekrar cezaevlerine girdiğini düşünüyoruz. Uygulanan tecrit politikaları ciddi bir boyuta taşındı."
Eylül 2009da Kırıklar F Tipi Cezaevi ne atanan yeni müdür Ayhan Çapacı ile birlikte tecrit uygulamalarının artırıldığını ifade eden Paşa şunları söyledi: "Buranın devlet yönünden çok daha özel bir yerde tutulduğu ve oradaki mahpuslar üzerinden ciddi baskı kurulan bir cezaevi haline getirilmeye çalışıldığı açık. Bunu bize yapılan başvurularla söylemek mümkün. Cezaevi idaresi görevi kötüye kullanıyor. Hak ihlallerine son verilmesi için Kırıklar 1 ve 2 No’lu Hapishanelerinin müdürleri ile görüşmeler yapmayı planlıyoruz. Sorunlar çözülmediği koşullarda suç duyurusunda bulunacağız. Cezaevi önünde eylemler yaparak kamuoyunu bilgilendireceğiz." http://www.etha.com.tr/Ha...asi-tecrit-icinde-tecrit/