Akşamın bir vakti, hiç de ummadığınız bir anda karşınıza ummadığınız biri çıkıverir. O kadar hazırlıksız ve beklentisiz, umursamaz bir durumdasınızdır ki, o kişi size bir soru sorduğunda cevap verirken yüzüne bile bakmazsınız, ya da bakmaya çekinirsiniz.
O ise size aynı mekanda olduğunuz sürece kaçamak bakışlar atar, düşünürsünüz, neden bir sohbet ortamı oluşmasına izin vermedim, neden böyle utangaç davrandım diye kendi kendinize kızarsınız. Oysa ki o, sizin sonradan da durmadan düşüneceğiniz, konuşmadığınız için pişmanlık duyacağınız biri olacaktır, onu bir daha göremeyecek olmanın verdiği hüzün ise cabası.