arasıra haber bültenlerinde çıkan "x sendikasının olaylı protesto yürüyüşünde çeşitli provokatör grupların güvenlik güçlerine taş ve molotof attığı kameralara yansıdı.." şeklindeki haberlerde adı geçen provokatör grupların, emir gelmeden müdahale etmeme talimatı almış çevik kuvvetteki genç polisleri tahrik etme yöntemidir.
"ara sokaklara dağılan gruplar" sonrasında da hastane, okul, çay bahçesi gibi halkın yoğun olduğu mekanlara kaçarak, atılan gaz bombalarının buralara düşmesini sağlarlar. böylece "proleter"in gözünde polisi, "halk düşmanı faşizan birlikler" konumuna düşürüp kamuoyunu isyana teşvik ederler.
bim, migros, şok gibi marketleri yakıp yağmalayarak "burjuvazi"yi çökerttikten ve devlet bankaları ve devlet dairelerinin camlarını kırıp "t.c.'yi yıktıktan" sonra rahatlayarak inlerine döner, saz çalıp samsun içerek ne kadar da hoş "devrim" yaptıklarını konuşurlar.
yaktıkları, öldürdükleri insanlar ya "devrim şehidi" ya da "kontrgerilla" nın işidir bunlar için. bazen hızlarını alamayıp belediye otobüslerini molotoflar, ertesi gün de oturdukları yere otobüs gelmeyince halkını hor gören devlete sövüp hırslanırlar.
böylesi bir kısır döngü içinde kaybolup giderler bu çay tiryakileri.
